NVIDIA Dijital İnsan Teknolojileri, Yapay Zeka Karakterlerine Hayat Veriyor

NVIDIA Dijital İnsan Teknolojileri, Yapay Zeka Karakterlerine Hayat Veriyor

Öncü Yapay Zeka Geliştiricileri, Oyunlardan Sağlık Hizmetlerine, Finansal Hizmetlerden Perakende Uygulamalarına Kadar Her Şey İçin Gerçekçi Avatarlar ve Dinamik Karakterler Oluşturmak İçin NVIDIA Teknolojilerini Kullanıyor.

NVIDIA, çeşitli endüstrilerde öncü yapay zeka uygulama geliştiricilerinin, ticari uygulamalar ve dinamik oyun karakterleri için gerçekçi avatarlar oluşturmak için NVIDIA ACE, NeMo ve RTX işleme teknolojilerini içeren NVIDIA dijital insan teknolojilerini kullandığını duyurdu. Bu projeler sonucunda elde edilen başarılar, San Jose, Kaliforniya’da bu hafta düzenlenen küresel yapay zeka konferansı GTC’de sergileniyor ve Hippocratic AI, Inworld AI, UneeQ  gibi şirketlerin teknoloji gösterimlerinde görülebiliyor. 

NVIDIA Avatar Cloud Engine (ACE) ses ve animasyon, NVIDIA NeMo™ dil işleme ve NVIDIA RTX™ ışın izlemeli görüntüleme için temel yapı taşları olarak karşımıza çıkıyor. Bu teknolojiler, geliştiricilere yapay zeka destekli doğal dil etkileşimleri olan dijital insanlar oluşturma imkanı veriyor. Böylece avatarlar ile yapılan konuşmalar daha gerçekçi ve etkileyici hale geliyor.

NVIDIA Geliştirici ve Performans Teknolojileri Başkan Yardımcısı John Spitzer “NVIDIA, geliştiricilere dijital insan oluşturma için dünya standartlarında bir dizi yapay zeka destekli teknoloji sunuyor. Bu teknolojiler, dijital etkileşimleri gerçek gibi hissettirmek için gereken karmaşık animasyonları ve konuşma yeteneklerini artırıyor” diyor. 

Dünya Standardında Dijital İnsan Teknolojileri

NVIDIA’nın sağlamış olduğu dijital insan teknolojileri, dil, konuşma, animasyon ve grafik alanlarında yapay zeka tarafından güçlendiriliyor:

NVIDIA ACE, geliştiricilerin yüz animasyonunu destekleyen NVIDIA Audio2Face™ ve otomatik konuşma tanıma (ASR) ile metinden konuşmaya (TTS) geçişi sağlayan NVIDIA Riva gibi teknolojilerle dijital insanlara hayat vermesine yardımcı oluyor. ACE mikro hizmetleri, modellerin bulutta ve yerel GPU özelliklerine bağlı olarak çalışmasına izin vererek kullanıcıların en iyi deneyimi elde etmesine yardımcı oluyor.
NVIDIA NeMo, hassas veri iyileştirmesiyle kurumsal kullanıma hazır, verimli yapay zeka modelleri sunuyor. Bu kapsamlı platform, en son teknolojiye sahip özelleştirme, geri alma işlevlerini destekleyen bir üretim süreci ve hızlandırılmış performans sağlıyor.
NVIDIA RTX, oyunlarda ve uygulamalarda gerçek zamanlı ışın izlemeyi mümkün kılan işleme teknolojileri koleksiyonunu içeriyor, örneğin RTX Global Aydınlatma (RTXGI) ve DLSS 3.5 gibi özelliklerini bünyesinde barındırıyor. 

Sanal Asistanlar ve Dijital İnsanlar İçin Temel Taşları

NVIDIA, dijital insan teknolojilerinin yeni yeteneklerini sergilemek için çeşitli endüstrilerde lider geliştiricilerle, Hippocratic AI, Inworld AI ve UneeQ gibi şirketlerle iş birliği yaparak bir dizi yeni gösterim gerçekleştirdi.

Hippocratic AI, görev ve güvenlik odaklı, geniş dil modelleri (LLM) destekli bir Sağlık Asistanı oluşturdu. Bu asistan, hastaları telefonla arayarak, bakım koordinasyonu görevlerini takip ediyor, ameliyat öncesi talimatlar veriyor, ameliyat sonrasındaki süreci kontrol etmek gibi işlevleri bünyesinde barındırıyor. NVIDIA, GTC için Hippocratic AI ile işbirliği yaparak çözümünü NVIDIA ACE mikro hizmetlerini, NVIDIA Audio2Face’i, NVIDIA Animation Graph ve NVIDIA Omniverse™ Streamer Client ile birlikte kullanacak şekilde genişletti ve üretken bir yapay zeka sağlık hizmetleri temsilcisi avatarının potansiyelini gösterdi.

Hippocratic AI kurucu ortağı ve CEO’su Munjal Shah, “Dijital asistanlarımız dünya çapındaki hastalara yararlı, zamanında ve doğru bilgiler sağlıyor. NVIDIA ACE teknolojileri, hastalarla daha iyi bağlantı kurmaya yardımcı olan son teknoloji görseller ve gerçekçi animasyonlarla destek veriyor.”dedi.

UneeQ, müşteri hizmetleri ve interaktif uygulamalar için yapay zeka destekli avatarlar oluşturma konusunda uzmanlaşmış otonom bir sanal asistan platformu. Sanal asistanları, markaları çevrimiçi ortamda temsil ediyor ve müşterilerle gerçek zamanlı iletişim kurarak onlara satın alma işlemlerinde güven veriyor. UneeQ, NVIDIA Audio2Face mikro hizmetini platformuna entegre etti ve daha iyi bir müşteri deneyimi ve etkileşimi için son derece gerçekçi avatarlar oluşturmak üzere Synanim ML ile birleştirdi.

UneeQ’in kurucusu ve CEO’su Danny Tomsett “UneeQ, NVIDIA’nın animasyon yapay zekasını kendi Synanim ML sentetik animasyon teknolojimizle birleştirerek, duygusal tepkilere duyarlı, sohbet yapay zekası tarafından desteklenen dinamik deneyimler sunan gerçek zamanlı dijital insan etkileşimleri sağlıyor” diyor. 

Oyunlara Dinamik NPC Karakterler Getirme

NVIDIA ACE, oyun karakterlerini hayata geçirmek için tasarlanmış bir teknoloji paketidir. Covert Protocol, Inworld AI tarafından NVIDIA ile ortaklaşa oluşturulan ve oyunlardaki karakter etkileşimlerinin sınırlarını zorlayan yeni bir teknoloji gösterisi. Inworld AI motoru, gerçekçi yüz performansları sağlamak için NVIDIA Audio2Face’i kullanarak metinden konuşmaya geçiş için NVIDIA Riva’yı entegre etti. 

Inworld AI motoru, NPC’lerin performansı için çok yönlü bir yaklaşım benimsiyor.  Bu da zihinsel süreçleri, algıyı ve davranış sistemlerini bir araya getirerek etkileyici bir hikaye anlatımıyla birleştirilmiş, RTX ile görüntülenen karakterlerin yer aldığı güzel bir ortamın yaratılması demek oluyor.  

Inworld AI’nin CEO’su Kylan Gibbs, ‘NVIDIA ACE mikro hizmetleri ve Inworld Engine’in birleşimi, geliştiricilere dinamik anlatılar oluşturabilen dijital karakterler yaratma imkanı vererek, oynanış açısından sonsuz yeni olanaklar sunuyor.” dedi.

Dünya çapındaki oyun yayıncıları, NVIDIA ACE’in oyun deneyimini nasıl geliştirebileceğini değerlendiriyor.

Sağlık, Oyun, Finansal Hizmetler, Medya ve Eğlence ile Perakende Sektörlerindeki Geliştiriciler ACE’yi Benimsiyor

Önde gelen oyun ve sanal asistan geliştiricileri, ACE ve üretken yapay zeka teknolojilerinin, oyunlarda ve uygulamalarda oyuncular ile NPC’ler arasındaki etkileşimleri dönüştürmek için nasıl kullanılabileceğine dair çığır açan yolları öncülük ediyor.

ACE’yi benimseyen geliştiriciler ve platformlar arasında Convai, Cyber Agent, Data Monsters, Deloitte, Hippocratic AI, IGOODI, Inworld AI, Media.Monks, miHoYo, NetEase Games, Perfect World, Openstream, OurPalm, Quantiphi, Rakuten Securities, Slalom, SoftServe, Tencent, Top Health Tech, Ubisoft, UneeQ ve Unions Avatars yer alıyor. 

NVIDIA ACE hakkında daha fazla bilgiye developer.nvidiaace adresinden ulaşabiliyor. Platform geliştiricileri, dijital insan teknolojilerinin tamamını veya tek tek mikro hizmetleri ürün tekliflerine dahil edebiliyor.

Geliştiriciler, geliştirilmekte olan yapay zeka modellerini edinmek için erken erişim programına başvurarak NVIDIA   ACE’deki yolculuklarına başlayabiliyor. Geliştiriciler, mevcut modelleri keşfetmek için bugün ai.nvidia adresinden Riva ve Audio2Face için üretken yapay zekanın dağıtımını hızlandırmak üzere tasarlanmış, kullanımı kolay bir dizi mikro hizmet olan NVIDIA NIM’i değerlendirebilir ve bu hizmetlere erişebilir.

NVIDIA’nın GDC etkinliğine ilişkin duyurularında RTX teknolojisinin birkaç heyecan verici yeni entegrasyonu da bulunuyor. Bunlar;

Black Myth: Wukong ve NARAKA: BLADEPOINT Işın İzleme ve NVIDIA DLSS 3.5 içeriyor
Star Wars™ Outlaws bu yıl içinde DLSS 3 ve ışın izlemeli efektlerle piyasaya sürülecek.
Valve’in klasik oyunu Portal, tamamen ışın izlemeli olarak yeniden tasarlanmış RTX destekli Portal, DLSS 3.5’e Işın Oluşturma ve RTX IO entegrasyonuyla güncellendi. Bu güncelleme şu anda ücretsiz olarak erişilebiliyor. 
Diablo IV 26 Mart’ta ışın izleme güncellemesine kavuşacak
The First Berserker: Khazan, Sengoku Destiny ve Outcast – A New Beginning 500’den fazla RTX oyunu ve uygulaması listesine katıldı.
GeForce NOW kütüphanesinin bir parçası olarak duyurulan Star Wars™ Outlaws, bir dizi DL

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Dijital adli bilişim gerçeği nasıl ortaya çıkarıyor?

Dijital adli bilişim gerçeği nasıl ortaya çıkarıyor?

Teknolojinin hayatımızın çeşitli yönleriyle giderek daha fazla iç içe geçmesiyle birlikte, dijital adli bilişimin farklı alanlardaki önemi daha da artıyor. Teknoloji geliştikçe, faaliyetlerini gizlemek ya da izlerini kaybettirmek isteyen kötü niyetli aktörler tarafından kullanılan yöntem ve teknikler de gelişiyor. Dijital adli bilişimin bu değişikliklere uyum sağlamaya devam etmesi ve siber tehditlerin önüne geçmek ve nihayetinde dijital sistemlerin güvenliğini sağlamaya yardımcı olmak için yenilikçi yaklaşımlar kullanması gerekiyor. 

Dijital güvenlik şirketi ESET, olay yerinin boyutlandırılmasından ipuçlarının aranmasına ve verilerin anlatacağı hikayenin bir araya getirilmesine kadar dijital adli bilişim süreçlerini inceledi. 

Dijital kanıtları ortaya çıkarma, analiz etme ve yorumlama sanatı, özellikle çeşitli dolandırıcılık ve siber suçlar, vergi kaçakçılığı, takip, çocuk istismarı, fikri mülkiyet hırsızlığı ve hatta terörizmle ilgili soruşturmalarda önemli bir büyüme gösteriyor. Dijital adli bilişim teknikleri kuruluşların veri ihlallerinin kapsamını ve etkisini anlamalarına ve bu olaylardan daha fazla zarar görmelerini önlemeye yardımcı oluyor. Dijital adli bilişim; suç soruşturmaları, olaylara müdahale, boşanma ve diğer yasal işlemler, çalışanların suiistimal soruşturmaları, terörle mücadele çabaları, dolandırıcılık tespiti ve veri kurtarma dahil olmak üzere çeşitli bağlamlarda bir rol oynuyor.  ESET uzmanları dijital adli bilişim araştırmacılarının dijital suç mahallini tam olarak nasıl boyutlandırdıklarını, ipuçlarını nasıl aradıklarını ve verilerin anlatması gereken hikayeyi nasıl bir araya getirdiklerini inceledi.

 

Kanıtların toplanması

Bu adım, dijital kanıt kaynaklarının belirlenmesi ve toplanmasının yanı sıra olayla bağlantılı olabilecek bilgilerin tam kopyalarının oluşturulmasını içerir. Orijinal verileri değiştirmekten kaçınmak; uygun araç ve cihazların yardımıyla bit-bit kopyalarını oluşturmak önemlidir. Analistler daha sonra silinmiş dosyaları veya gizli disk bölümlerini kurtarabilir ve sonuçta diske eşit boyutta bir görüntü oluşturabilir. Tarih, saat ve zaman dilimi ile etiketlenen örnekler, onları dış etkenlerden koruyan ve bozulmayı ya da kasıtlı kurcalamayı önleyen kaplarda izole edilmelidir. Cihazların ve elektronik bileşenlerinin fiziksel durumunu belgeleyen fotoğraflar ve notlar genellikle ek bağlam sağlamaya ve kanıtların hangi koşullar altında toplandığını anlamaya yardımcı olur. 

Veri koruma

Başarılı bir analizin temellerini atmak için toplanan bilgiler zarar görmekten ve tahrif edilmekten korunmalıdır. Analistlerin, analizin daha sonra üzerinde yapılacağı verilerin adli görüntülerini (veya tam kopyalarını veya replikalarını) oluşturmaları gerekir. Bu aşama, numunenin yeri ve tarihinin yanı sıra onunla tam olarak kimin etkileşime girdiğini belgeleyen titiz bir kayıt olan “gözetim zinciri” etrafında döner. Analistler, soruşturma için yararlı olabilecek dosyaları kesin olarak tanımlamak için hash tekniklerini kullanır. Hash’ler aracılığıyla dosyalara benzersiz tanımlayıcılar atayarak, kanıtın gerçekliğinin izlenmesine ve doğrulanmasına yardımcı olan dijital bir ayak izi oluştururlar. 

Analiz

Araştırmacılar olay veya suç hakkında anlamlı içgörüler ve sonuçlar çıkarmak için toplanan kanıtları incelerken özel donanım ve yazılımların devreye girdiği yer burasıdır. Analistler, son derece dinamik olan dijital adli tıp alanında etkin kalabilmek için gelişen teknolojileri ve siber tehditleri yakından takip etmelidir. Zaman çizelgelerinin ve erişim günlüklerinin incelenmesi bu aşamada yaygın bir uygulamadır. Bu, olayların yeniden yapılandırılmasına, eylem dizilerinin oluşturulmasına ve kötü niyetli faaliyetlerin göstergesi olabilecek anormalliklerin belirlenmesine yardımcı olur.

Dokümantasyon

Bu aşamadan önce tespit edilen tüm eylemler, eserler, anormallikler ve her türlü model mümkün olduğunca ayrıntılı bir şekilde belgelenmelidir. Aslında, dokümantasyon başka bir adli bilişim uzmanının analizi tekrarlayabileceği kadar ayrıntılı olmalıdır. Araştırma boyunca kullanılan yöntem ve araçların belgelenmesi şeffaflık ve tekrarlanabilirlik açısından çok önemlidir. Başkalarının sonuçları doğrulamasına ve izlenen prosedürleri anlamasına olanak tanır. Uzmanlar, özellikle beklenmedik zorluklarla karşılaştıklarında, kararlarının arkasındaki nedenleri de belgelemelidir. Bu, soruşturma sırasında alınan önlemlerin gerekçelendirilmesine yardımcı olur.

Raporlama

Tipik bir dijital adli bilişim raporu dava hakkında arka plan bilgisi sağlar. Araştırmanın kapsamını, hedefleri ve sınırlamaları ile birlikte tanımlar. Kullanılan yöntem ve teknikleri açıklar. Dijital kanıtların elde edilmesi ve korunması sürecini detaylandırır.

Keşfedilen eserler, zaman çizelgeleri ve modeller de dahil olmak üzere analiz sonuçlarını sunar ve bulguları ve bunların araştırmanın hedefleri açısından önemini özetler.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Mükemmel dijital temizlik için Kaspersky den 5 ipucu

Mükemmel dijital temizlik için Kaspersky den 5 ipucu

Yeni bir yıla hazırlanırken dijital izlerinizi temizlemenin tam zamanı geldi. Bu temizlik size sadece yeni bir yıl için “taze” bir başlangıç sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda daha verimli olmanıza da olanak tanıyacak. İşte Kaspersky uzmanlarından dijital hijyeninizi artırmak için ipuçları:

Gereksiz dosyaları silin

Oldukça basit adım. Ancak, artık ihtiyacınız olmayan dosyaları silmek şaşırtıcı derecede uzun zaman alabilir. Özellikle binlerce dosyanız varsa ve göz korkutucu olsa da, günde 20 ila 50 dosya silerek başlamak iyi bir fikir olabilir. Masaüstünüzü artık ihtiyaç duymadığınız tüm kısayollardan ve klasörlerden temizleyin. Bunu bilgisayarınızın performansını artıracak ve size daha düzenli hale getirecek bir taktik olarak görün. İnternet’te gezinirken maalesef birçok gereksiz dosya biriktiği için bir sonraki adım, bu dosyaları indirme klasöründen kaldırmak olabilir. Bir İnternet güvenlik uygulamasının performans sekmesi (örneğin, Kaspersky tarafından sunulan bir uygulama gibi) sayesinde işletim sisteminizin daha derin katmanlarında depolanan büyük dosyaları, yinelenen dosyaları ve geçici dosyaları kontrol etmenize yardımcı olabilir. Gereksiz dosyaları kaldırmayı bitirdikten sonra “geri dönüşüm kutusunu” boşaltmayı unutmayın.

2. E-posta ve mesajlaşma uygulamalarınızı temizleyin

Günümüz dünyasında hemen hemen herkes e-postalara boğuluyor. İlk adım olarak, hiçbir zaman okuma fırsatı bulamadığınız tüm bülten aboneliklerinden çıkma gibi temel şeylere odaklanabilirsiniz. Bir diğer ‘kolay’ görev de aylar veya yıllar öncesine ait okunmamış mesajlardan kurtulmak olacaktır. Eğer henüz bu mailleri okumadıysanız, muhtemelen hiçbir zaman okumayacaksınız demek oluyor. Sürücünüzü düzenlemenin harika bir yolu da eski mesaj sohbetlerini silmek. Eğer işinizle ilgili değillerse veya kişisel yaşamınızda önemli değillerse, onlardan kurtulun. Tabii ki spam klasörünü temizlemeyi unutmayın. Çoğu e-posta programı bunu otomatik olarak yapar, ancak belirli bir süre veya boyut eşiği aşıldıktan sonra bu mümkün oluyor. Haftada bir kez burayı kontrol edin ve spam mesajlarını silin. Bu aynı zamanda spam klasörüne yanlışlıkla girmiş herhangi önemli mesaj olup olmadığını kontrol etmek için de harika bir yol olabilir. Ayrıca, e-posta mesajlarından abonelikten çıkarken, giriş bilgilerinizi girmek gerekiyorsa, tarayıcınızdaki URL’nin isteğinizle örtüştüğünden emin olun. Bu, olası bir phishing saldırısının bilgilerinizi çalmasını önlemek için de yardımcı olabilir.

3. Kullanılmayan uygulamaları kaldırın

Akıllı telefonunuzda veya dizüstü bilgisayarınızda, muhtemelen uzun süredir kullanmadığınız uygulamalar bulunuyor. Özellikle akıllı telefon tarafında, cihazınızı aldığınızdan beri belki hiç açmadığınız uygulamalar olabilir. Bu uygulamalar depolama alanını ve belleği işgal ederek güncellenmemiş olduklarında güvenlik riski oluşturabiliyor. Her gün bir kullanılmayan uygulamayı silerek işe başlayın. Kısa sürede cihazınız, boşa çıkan depolama alanı sayesinde daha “taze” bir hale gelecek. Ayrıca, bazı uygulamaların dosyalarınıza ve/veya cihaz konumunuza sahip oldukları izin seviyesine şaşıracaksınız.

4. Gereksiz bildirimleri kapatın

Günümüz dünyasında karşı karşıya kaldığımız bir diğer zorluk ise aldığımız dijital bildirim sayısı denilebilir. Bir fitness uygulamasından veya doğum günü hatırlatıcısından gelen bildirimlerle işler hızla kontrolden çıkabilir. Tüm bildirimleri devre dışı bırakmaya da karar verebilirsiniz, ancak bu, en başta onları alma amacını ortadan kaldırabilir. Bunun yerine, bildirimleri kötüye kullanan uygulamaları belirleyin ve bunları devre dışı bırakın. Unutmayın birçok cihaz, bir toplantıya katılırken veya belirli bir göreve odaklanmanız gerektiğinde geçici olarak bildirimleri devre dışı bırakmanıza izin veren bir odak modu sunuyor. 

5. Şifrelerinizi kontrol edin

Bu muhtemelen insanların en çok korktuğu şeylerden biri. Çok az kişi iyi parola yönetimi uygulamalarına uyuyor ve genellikle tüm dijital hesapları için aynı parolayı kullanmayı seçiyor. Ancak şimdi bu kötü alışkanlığı bırakma ve Kaspersky Password Manager gibi bir araç kullanmaya başlama zamanı geldi. Bu uygulama hangi parolalarınızın güvenli olmayabileceğini gösterir ve rastgele karakterler kullanarak güvenli ve benzersiz parolalar oluşturmanıza yardımcı oluyor. Parolaları şifrelenmiş biçimde saklayarak tüm cihazlarınızda otomatik olarak senkronize ediyor.

Kaspersky Global Araştırma ve Analiz Ekibi (GReAT) Güvenlik Araştırmacısı Mert Değirmenci ‘Dijitalleşmiş ve bağlantılı bir dünyada, dijital cihazların düzenli kullanıcıları çevrimiçi güvenliklerini artırmak ve sistem sağlıklarını korumak için her zaman siber hijyenlerini özen göstermelidir. Siber hijyenin temel prensibi, günlük rutinin bir parçası haline gelmesidir. Kaspersky Premium gibi güvenilir bir güvenlik çözümü kullanmak ve bilgi teknolojileri etrafında iyi alışkanlıklar edinmeye çalışmak, sizi korunmuş ve üretken tutmaya yardımcı olacaktır’” diyor. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Koç Holding;in Dijital Dönüşüm Uygulamaları Dünya Ekonomik Forumu Tarafından En İyi Örnekler Arasında Gösterildi

Koç Holding;in Dijital Dönüşüm Uygulamaları Dünya Ekonomik Forumu Tarafından En İyi Örnekler Arasında Gösterildi

Koç Holding’in Dijital Dönüşüm Programı kapsamında hayata geçirdiği uygulamalar, Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) düzenlediği “Lighthouses Live” etkinliğinde en iyi örnekler arasında gösterildi. 

 

Koç Holding CEO’su Levent Çakıroğlu “Dijital dönüşümü, kültürel dönüşüm programımızın temel unsurlarından biri olarak görüyor; dönüşümün merkezine çalışma arkadaşlarımızı konumlandırıyoruz. Bu kapsamda hiyerarşinin en aza indirgendiği ve ekiplerin çok yakın çalıştığı çevik çalışma modelini benimsiyoruz” ifadelerini kullandı.

 

Dünya Ekonomik Forumu (WEF), küresel çaptaki lider üretim tesislerinde uygulanan teknolojilerin ve bu teknolojilerin sağladığı faydaların anlatıldığı “Lighthouses Live” etkinliğine ev sahipliği yaptı. Çevrim içi gerçekleştirilen etkinlikte konuşan Koç Holding CEO’su Levent Çakıroğlu, 2016 yılında başlatılan Dijital Dönüşüm Programı’na ilişkin Topluluk vizyonunu ve bu kapsamda üretim tesislerinde yaygınlaştırılan teknolojik uygulamaları katılımcılarla paylaştı. Global Lighthouse Network üyelerinin en ilham verici dönüşüm örneklerini anlattığı etkinlikte Foxconn, Siemens, Henkel, Schneider Electric, Johnson & Johnson ve CATT şirketlerinin üst düzey yöneticileri de konuşmacı olarak yer aldı.

 

WEF, McKinsey ile 2018 yılında başlattığı iş birliği kapsamında Sanayi 4.0 alanında dünya lideri olan üretim tesislerini belirleyerek, bu tesisleri “Global Lighthouse Network” adını verdiği küresel ağa dâhil ediyor. Küresel ağ, sürdürülebilirliği inovasyonun merkezinde tutan üretim merkezlerini belirlemenin yanı sıra, ileri teknolojilere yatırımı özendirmeyi ve bu teknolojilerin başka şirketler tarafından benimsenmesine yardımcı olmayı da hedefliyor. Arçelik’in Romanya Çamaşır Makinesi Fabrikası, Eskişehir Buzdolabı Fabrikası ve Ford Otosan’ın Kocaeli Fabrikası, Global Lighthouse Network’teki 132 fabrika arasında yer alıyor. 

 

Teknolojilerin yaygınlaştırılması sürecinde işletme verimliliği ve performans artışı sağlayan uygulamalara odaklandıklarını söyleyen Levent Çakıroğlu, bu uygulamaların Koç Topluluğu’nun stratejik hedefleri arasında yer alan kurumsal dayanıklılık, çeviklik ve sürdürülebilir büyümeye de hizmet ettiğinin altını çizdi. Çakıroğlu sözlerine şöyle devam etti: “Koç Topluluğu olarak küresel bir vizyonla işlerimizi yönetirken, rekabetçiliğimizi artırmaya, teknoloji ve inovasyon kabiliyetlerimizi geliştirmeye odaklanıyoruz. Dijital dönüşümü, kültürel dönüşüm programımızın temel unsurlarından biri olarak görüyor; dönüşümün merkezine çalışma arkadaşlarımızı konumlandırıyoruz. Bu kapsamda hiyerarşinin en aza indirgendiği ve ekiplerin çok yakın çalıştığı çevik çalışma modelini benimsiyoruz. Çünkü dijital dönüşüm hızlı adaptasyon ve aksiyon gerektiriyor.”

 

Dijital dönüşüm sürecinde paydaşlarla iş birliğinin önemine vurgu yapan Çakıroğlu, “Bu yolculukta sahip olduğumuz teknolojik altyapıyı paydaşlarımıza sunarak, onların dijital yetkinliklerini geliştirmeyi hedefliyoruz. Arçelik, Türkiye’nin üretim teknolojileri alanındaki ilk Ar-Ge Merkezi olan Atölye 4.0’da farklı teknoloji sağlayıcılar, start-up’lar, akademik kurumlar, KOBİ’ler ve tedarikçilerle çalışmalarını sürdürüyor. Öte yandan Ford Otosan ve Arçelik, dijitalleşmeyi tüm ekosistemine yaygınlaştırmak için tedarikçilerinin dijital dönüşümünü destekliyor” ifadelerini kullandı. Mobil otomasyon sistemlerinin yanı sıra yapay zekâ tabanlı enerji yönetimi ve kalite kontrol sistemlerinin teknoloji üssü olan fabrikalarında hızla yaygınlaştırdıklarına dikkat çeken Çakıroğlu, üretim hatlarının ve teçhizatlarının dijital ikizlerinin oluşturulması sayesinde üretim sürelerinde azalma ve verimlilik artışı sağladıklarını söyledi. 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Yapay Zeka ve Dijital Ürünler İnsana Dost mu, Düşman mı

Yapay Zeka ve Dijital Ürünler İnsana Dost mu, Düşman mı

Yapay zeka tabanlı uygulamalar ve dijital asistanlar günümüz dünyasında hayatın vaz geçilmez bir parçası haline geldi. Uzmanlar, hayatı kolaylaştıran dijital teknolojik ürünlerin dost mu, düşman mı olacağına yine insanın kendisinin onlarla kuracağı ilişkinin karar vereceğini söylüyor. Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Barış Erdoğan, “Sanal varlıklarla sanal dostluklar kısa vadede bazı sorunlara çözüm olsa da uzun vadede sosyal bir varlık olan insanın dokunmaya, hissetmeye, mimikleri yorumlamaya, bir başka insan tarafından özel hissettirilmeye yani gerçek bir başka insana ihtiyacı var.” dedi.

Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Barış Erdoğan, yapay zeka tabanlı uygulamaların ve dijital asistanların günümüz dünyasında hayatın vaz geçilmez bir parçası haline geldiğini ifade ederek, şu bilgileri verdi:

“Dijital teknolojik ürünler yaşamı kolaylaştıran en iyi dostlarımız olabileceği gibi bireyi, bireyin benliğini tehdit edecek düşmanlarımız da olabilir. Bu tamamen bizim onlarla nasıl ilişki kuracağımızla ilgili.”

Teknolojilerin olumlu yanlarına işaret eden Prof. Dr. Erdoğan, yapay zeka tabanlı uygulamaların ve dijital asistanların günlük işlerin daha hızlı ve verimli bir şekilde yapılmasına yardımcı olabildiğini kaydetti.

Dijital ürünler bilgiye ulaşımı hızlandırdı ve demokratikleştirdi

Prof. Dr. Erdoğan, şöyle devam etti:

“Artık trafikte kimse eskisi gibi harita açıp yol aramıyor. Kendimizi bir GPS’ye emanet ediyoruz. Onun talimatlarına uyarak, en kısa yoldan gitmek istediğimiz yere gidebiliyoruz. Ayrıca bu dijital ürünler bilgiye ulaşmamızı daha önce hiç olmadığı kadar hızlandırdı, demokratikleştirdi. Yabancı dildeki yazıları hatta konuşmaları anında kendi dilimize çevirebiliyoruz. Bir yabancı dili sanki anadili o dil olan bir öğretmenden alır gibi bizimle konuşan, telaffuzumuzu düzelten yapay zekâ uygulamaları var. Örnekleri çoğaltmak mümkün.”

Yapay zeka algoritmalarını yapanlar insanı da yönetiyor 

Yapay zekâ tabanlı uygulamalar ve dijital asistanların belli bir algoritmaya göre işlem yaptığını hatırlatan Prof. Dr. Erdoğan, şunları anlattı:

“Yani bunlar geliştiricilerinin, yöneticilerinin beğeni, zevk, siyasi görüş ya da ekonomik çıkarlarına göre aslında bir karar alıyorlar. Hatta bu yazılımları çoğu zaman erkekler yazdığı için dijital erillik kavramı bile kullanılıyor. Dikkat edin robotların yazılımcıları çoğu zaman erkek, robotların kendisi dişi karakterler. Sonuçta haber akışlarından, alışveriş tavsiyelerine kadar birçok alanda yapay zekâ bizleri yönlendiriyor.  Bu belki bizlerin ilgili olduğumuz bilgilere ve içeriklere daha hızlı erişmemizi sağlıyor, ancak aynı zamanda ‘filtre baloncuğu’ olarak adlandırılan bir fenomene de neden oluyor. Burada bizler yapay zekanın sunduğu, yönlendirdiği inançlarla, fikirlerle ilgili sınırlı bir bilgiye ulaşıyoruz ve tüm dünyayı bunlardan ibaret zannedebiliyoruz. Aynı zamanda dijital asistanların ve diğer yapay zekâ uygulamalarının topladığı büyük miktarda verinin nasıl kullanıldığını, depolandığını tam olarak bilmiyoruz. Burada çok büyük etik problemler var.”

İnsan benzeri tepkiler kullanıcıları cezbediyor

Git gide daha mükemmelleşen yapay zekanın son dönemde popüler olan Sophia gibi insan benzeri tepkiler verdiğini ve kullanıcılarına daha ‘insan’ gibi bir deneyim sunduğunu kaydeden Prof. Dr. Barış Erdoğan, “Bu da kullanıcıları cezbediyor.  Ancak bu etkileşimlerin genel yaşam deneyimine olan etkisi karmaşık. Özellikle yalnızlık hisseden bireyler için yapay zeka, anlık bir rahatlama hissi sunabiliyor. Fakat uzun vadede, gerçek insan etkileşimlerinin yerini alıp alamayacağı konusunda bazı soru işaretleri var.” dedi.

Yapay zeka ile duygusal bağlantı sosyal becerileri zayıflatabilir

Yapay zeka ile etkileşimlerin uzun vadede sosyal beceriler üzerinde olumsuz bir etkisi olabileceğini göz ardı etmemek gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Erdoğan, şunları kaydetti:

“Eğer bir birey gerçek insan etkileşimlerinden çok yapay zeka ile sohbeti tercih ederse, bu durum sosyal becerilerinin zayıflamasına neden olabilir. Gerçek insanlarla etkileşim, karşılıklı duygusal tepkileri anlama ve empati kurma yeteneğini geliştirir. Yapay zeka ile kurulan ‘duygusal’ bağlantı, gerçek bir insanla kurulan bağlantının derinliğine ve zenginliğine en azından şimdilik ulaşamıyor.”

İnsan yapay zekâ ilişkisi filmlere konu oldu

Prof. Dr. Erdoğan, insan yapay zeka ilişkisi ile ilgili en çarpıcı örneğin Spike Jonze’un uzun metrajlı filmi HER’de kurgulandığını dile getirerek, “Yalnızlık ve yaratıcılık sıkıntısı çeken yazar Theodore’un sadece sesten ibaret Samantha isimli bir yapay zekâ ile başlayan sohbeti zamanla aşka dönüşür. Duygusal açıdan çok tatmin edici bir ilişki yaşar, ta ki Samantha’nın 641 sevgilisi daha olduğunu ve 8 bin 341 kişi ile aynı anda flörtleştiğini itiraf etmesine kadar. Theodore bir anda değersizlik duygusu yaşar, ama Samantha’yı da bırakamaz.” diye anlattı.

Modern toplum sanal dostlukları artırdı 

Günümüz toplumunun en önemli sorunlarından birinin yalnızlık olduğunu dile getiren Prof. Dr. Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:

“Modern toplumda kitleler halinde yalnızlık yaşıyoruz. Birçok araştırma yalnızlığın hastalıklara, erken ölüme neden olduğunu ortaya koyuyor. Bu nedenle gerçek dünyada sosyalleşemeyen insanlar yakın zamana kadar sanal dünyada arkadaşlar arıyorlardı. Burada da aradığını bulamayan yalnız bireyler şimdi ise bir adım daha öteye giderek sanal dünyada sanal varlıklarla arkadaş olmaya yöneliyorlar. Ancak sanal varlıklarla sanal dostluklar kısa vadede bazı sorunlara çözüm olsa da uzun vadede sosyal bir varlık olan insanın dokunmaya, hissetmeye, mimikleri yorumlamaya, bir başka insan tarafından özel hissedilmeye yani gerçek bir başka insana ihtiyacı var.” 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi, e-Devlete giriş sayısı 3 milyarı aştı! – Teknoloji

Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi, e-Devlete giriş sayısı 3 milyarı aştı! – Teknoloji





Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi, Ağustos ayının başından itibaren e-Devlet uygulamasına yapılan girişlerin 3 milyar barajını aştığını duyurdu.

Ofis’in sosyal medya hesabından yapılan videolu paylaşımda, e-Devlet’e bu yıl ağustos itibarıyla giriş sayıları açıklandı.

“HEDEFİMİZ 4,5 MİLYAR KULLANICI GİRİŞİ”

Açıklamada “Ağustos 2023 itibarıyla “Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi e-Devlet Kapısı”na toplam giriş sayısı 3 milyarı aştı! Yıl sonu hedefimiz ise 4,5 milyar kullanıcı girişi. 63 milyon 612 bin 765 kullanıcıya ulaşarak hizmet kalitesini her geçen gün artıran #DijitalinYüzyılı’nın parlayan yıldızı e-Devlet Kapısı, ülkemizin dijital dönüşüm yolculuğunda önemli bir kilometre taşı” ifadeleri yer aldı.


Haber Kaynağı www.aykiri.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Threads, Dijital Pazarlamaya Yeni Bir Soluk Getirecek

Threads, Dijital Pazarlamaya Yeni Bir Soluk Getirecek

Facebook, Instagram ve Whatsapp uygulamalarının üst markası Meta, Twitter’a rakip olan Threads adlı uygulamayı kullanıma sunarak pazarlama dünyasına yeni bir soluk getirdi. Threads, Instagram ile entegre bir şekilde çalışan bir uygulama olarak dikkat çekiyor. Son dönemde Twitter’da yaşanan değişikliklerden memnun olmayan kullanıcıları kendine çekebilecek potansiyele sahip olduğunu belirten Dijital Pazarlama Okulu Kurucusu Yasin Kaplan, artı ve eksileriyle bir anda sosyal medya dünyasını etkisi altına alan bu uygulamanın pazarlama dünyasında da çok kısa bir zamanda farklı değişikliklere yol açacağını söyledi.

Meta’nın Twitter’a rakip uygulaması Threads kullanıma sunuldu ve şirketin on yıldan uzun bir süre önce satın aldığı popüler fotoğraf paylaşım ağı Instagram’a eşlik edecek bir uygulama olarak görücüye çıktı.

Threads’in kolay aktivasyon özelliği sayesinde hızla kullanıcı yoğunluğuna ulaşabileceğini ifade eden Dijital Pazarlama Okulu Kurucusu Yasin Kaplan, uzun vadeli istikrarın sağlanıp sağlanamayacağını zamanla görüleceğini söyledi. 

Kaplan, “Threads özellikle hızlı tüketim alışkanlığına sahip kullanıcıları hedefleyerek markaların dikkatini çekebilecek ve bu aktif kullanıcılar pazarlama açısından önemli bir avantaj sağlayabilecek. Yakın zamanda metin, anahtar kelime ve hashtag odaklı hedeflemeler içeren reklamların Threads üzerinde yer alması bekleniyor. Zuckerberg, sosyal medya platformlarının öncelikli hedefinin büyümek olduğunu ve para kazanmaktan önce ürünün iyi çalışmasına odaklandıklarını belirtiyor. Ancak reklamların kısa bir süre sonra Threads’de de yer alacağını ve büyüdükçe platformun büyük bir reklam geliri elde edeceğini öngörüyorum. Zaten büyük bir veri tabanına sahip olan Instagram, WhatsApp ve Facebook’un, bu veriler sayesinde meta reklamları ve hedeflemelerinde başarılı. Bu kapsamda Threads’in eklenmesiyle yapay zeka odaklı reklam teknolojilerinin daha da güçleneceğini ve pazarlama alanında diğer platformlardan bir adım öne çıkacağını düşünüyorum” dedi. 

Threads’in en yakın arkadaşlarla özel bir iletişim kurmayı amaçladığını belirten Kaplan, markaların da bu uygulamayı kullanarak hedeflenmiş iletişim stratejilerini geliştirmelerinin mümkün olduğunu söyledi. Kaplan, markalar hedef kitlelerinn ilgi alanlarına ve tercihlerine göre özel içerikler sunarak daha kişisel ve etkileşimli bir iletişim kurulabilir. Markalar, kullanıcılarının olumlu deneyimlerini ve ürünleriyle ilgili etkileşimleri teşvik ederek doğal ve samimi bir içerik oluşturabilirler. Samimiyetin öncelikli olduğu yaratıcı ve etkili reklam içerikleri oluşturularak anlamlı ve unutulmaz deneyimler yaratılabilir. Threads, dijital pazarlama açısından farklı bir deneyime yol açacak ve klasik pazarlama teknikleri daha arka planda olacağa benziyor” dedi.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Dijital dünyada siber risklerden uzak bir çalışma ortamı mümkün

Dijital dünyada siber risklerden uzak bir çalışma ortamı mümkün

Palo Alto Networks’ün dünya genelinde ve farklı sektörlerden C-Level 1.300 üst düzey yöneticiyle gerçekleştirdiği “Siber Güvenlikte Sırada Ne Var?” araştırmasına katılan yöneticilerin yüzde 84’ü, kurumlarının hibrit çalışma ortamlarına yönelmesi nedeniyle güvenlik sorunlarında artış yaşandığını kaydediyor.

Siber güvenlik teknolojilerinde Zero Trust (Sıfır Güven) yaklaşımını uygulayarak, dijital ortamda gerçekleştirilen tüm işlemlerin güvenli olduğu yanılsamasını ortadan kaldırmayı hedefleyen Palo Alto Networks, ZTNA 2.0 standardına sahip güvenlik platformları sayesinde kurumların yenilikçi iş uygulamaları ve hibrit iş gücü için siber risklerden arınmış bir çalışma ortamı sağlıyor.

Dünya çapında binlerce müşterisine kendi veri merkezlerinde ve bulut üzerinden siber güvenlik çözümleri sunan Palo Alto Networks, geniş alan, mobil ve IoT ağlar arasında kesintisiz, performanslı ve güvenli erişim sunan SASE (Secure Access Service Edge) teknolojilerine her geçen gün bir yenisini ekliyor.  Şirket en son olarak kurumları, yeni erişim çağının standardı olmaya aday Sıfır Güven Temelli Ağ Erişimi 2.0’a (ZTNA 2.0) geçmeye çağırdı.

Palo Alto Networks’ün dünya genelinde ve farklı sektörlerden C-Level 1.300 üst düzey yöneticiyle gerçekleştirdiği “Siber Güvenlikte Sırada Ne Var?” araştırmasına katılan yöneticilerin yüzde 37’sine göre, 2023’teki siber güvenlik atakları ağırlıkla tedarik zincirlerini hedefleyecek. Araştırmaya yanıt verenlerin yüzde 96’sı son bir yılda en az bir kez saldırı yaşadığını ifade ederken, yarıdan fazlası (yüzde 57) üç veya daha fazla ihlal olayı yaşadığını söylüyor. Her üç yöneticiden biri ise bir saldırı sonucu operasyonel kesinti yaşadıklarını kabul ediyor. Yöneticilerin yüzde 84’ü, kurumlarının hibrit çalışma ortamlarına yönelmesi ile birlikte güvenlik sorunlarında artışlar gördüklerini vurguluyor. 

Zero Trust yaklaşımının detaylarıyla ilgili açıklama yapan Palo Alto Networks Türkiye, Rusya CIS Direktörü Vedat Tüfekçi, “ZTNA (Zero Trust Network Access) mimarisinin geliştirilmesinin nedeni, eski sanal özel ağların (VPN) belli noktalarda gerekli ölçeklenmeyi yeterince sağlayamaması ve bazı ağ geçişlerine izin vermesidir. Eski ZTNA 1.0 çözümlerinde ise kullanıcıya bir kez erişim yetkisi verildiğinde, bağlantının dolaylı olarak sonsuza kadar güvenli olduğu varsayılıyor. Bu zayıflık siber güvenlik tehditleri, kötü niyetli eylemler ve davranışlar için kullanılabiliyor. Palo Alto Networks’ün Prisma Access gibi ZTNA 2.0 yeteneklerine sahip güvenlik platformları ise bütün bu ön kabulleri ortadan kaldırarak Zero Trust (Sıfır Güven) yaklaşımıyla gerekli bütün iç denetimleri yapan bir mekanizmayı teknolojiye dahil ediyor. Teknoloji ve hizmetlerimize yansıyan Zero Trust (Sıfır Güven) yaklaşımımız ile kurum genelindeki dijital tüm işlemlerin bir ön kabul olarak güvenli bir ortamda yapıldığı yanılsamasını ortadan kaldırmayı hedefliyoruz. Palo Alto Networks Prisma Access gibi ZTNA 2.0 özellikli ürünlerimiz, kuruluşlara, çağdaş iş uygulamalarına ve hibrit iş gücüne siber güvenlik tehditlerinden uzak bir çalışma ortamı sağlıyor” dedi.

Yapay Zeka ile siber güvenlik otomasyonu yapıyor

Prisma Access, Prisma SASE’nin sınır güvenlik hizmeti (SSE) olarak öne çıkıyor. Geniş alan ağ üzerinde tüm güvenlik denetimlerini bir veri merkezi olmadan yapma olanağı sunan Prisma SASE ile kullanıcılar hangi cihazı veya hangi ağı kullanırsa kullansın ağ sorunlarına takılmadan güvenli ve performanslı bir iletişimin rahatlığını yaşıyorlar. Prisma SASE’nin yapısında yer alan yapay zeka ve makine öğrenimi teknolojileri, anormallik tespitini otomatikleştirip, kurum genelinde siber güvenlik görünürlüğünü ve denetimini düzenli olarak iyileştiriyor.  Prisma SASE, uygulamalardaki ya da kodlardaki bir açığın kötü niyetli kişiler tarafından keşfedildiği Sıfırıncı Gün (Zero Day) saldırılarına karşı güvenlik güncellemelerini otomatik olarak yaparken, kullanıcı ve yöneticileri de bu tür sıra dışı ataklara karşı önceden uyarıyor.

Sıfır Güven Ağ Erişimi ne sağlıyor?

ZTNA 2.0 güvenlik yöneticilerini rahatlatan birçok avantajı bünyesinde barındırıyor:

Yeterli yetki ile  erişim — IP adresleri ve bağlantı noktaları gibi ağ bileşenlerinden bağımsız olarak uygulama ve alt uygulama düzeylerinde hassas erişim denetimi sağlıyor.

Sürekli güvenlik doğrulaması — Herhangi bir uygulamaya erişim yetkisi verildikten sonra bile cihaz görünümünde, kullanıcı ve uygulama davranışındaki değişikliklere bağlı olarak güvenlik değerlendirmesi kesintisiz devam ediyor.

Sürekli güvenlik araştırması— Sıfırıncı gün (Zero Day) tehditleri de dahil olmak üzere bütün kötü niyetli atakları önlemeye yardımcı olmak için izin verilmiş bağlantılar için dahi tüm uygulama trafiğinin derinlemesine ve sürekli denetimi söz konusudur.

Verilerin eksiksiz korunması — Merkezi veri kaybını önleme (DLP) ilkesiyle özel uygulamalar ve SaaS uygulamaları da dahil olmak üzere tüm uygulamalarda tutarlı veri kontrolü sağlar.

Tüm uygulamalar için güvenlik — Yalnızca bulut için yazılmış uygulamalar, kurumun kendine özel uygulamaları ve çeşitli SaaS uygulamaları da dahil olmak üzere kuruluş genelinde kullanılan her tür uygulamayı düzenli ve tutarlı bir şekilde korumaya alır.

Güvenlik duvarları ile 11. kez lider

Endüstriye yönelik raporlarıyla ünlü, araştırma kuruluşu Gartner’ın Leader in the 2022 Gartner® Magic Quadrant™ for Network Firewalls araştırmasında Palo Alto Networks, 2022’de üst üste 11. kez lider seçildi.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Brandefense CEO su Hakan Uzun: Siber güvenlik tehditleri dijital risk koruma hizmetleriyle aşılacak!

Brandefense CEO su Hakan Uzun: Siber güvenlik tehditleri dijital risk koruma hizmetleriyle aşılacak!

Siber güvenlik ekosistemi 22 Mart’ta Wyndham Grand Levent’te gerçekleştirilen IDC Security Roadshow 2023’te bir araya geldi. Etkinlik kapsamında düzenlenen oturumlarda birçok önemli isim ekosistemdeki yeniliklere ve gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Konuşmasında dijital risk koruma hizmetlerinin tehditleri önlemedeki rolünü ele alan Brandefense CEO’su Hakan Uzun görüşlerini ekosistemle paylaştı.

Türkiye’nin ve dünyanın önde gelen siber güvenlik uzmanları IDC Security Roadshow 2023’te buluştu. Bu yıl 22 Mart tarihinde “Yeni Bir Siber Tehdit Çağına Hazırlanmak” mottosuyla Wyndham Grand Levent’te gerçekleştirilen etkinlikteki oturumlarda geniş bir yelpazeyi kapsayan birçok konu başlığı ele alındı. Sektörün önemli isimlerine ev sahipliği yapan IDC 2023 konuşmacılar arasında dünya genelindeki kurumsal yapılara dijital risk koruma hizmetleri, harici saldırı yüzeyi yönetimi ve tehdit istihbaratı çözümleri sunan siber güvenlik şirketi Brandefense’in CEO’su Hakan Uzun da yer aldı. 

Siber güvenlik ürünlerine duyulan ihtiyaç artıyor

Etkinlik kapsamındaki “Dijital Risk Koruma Hizmeti ile Siber Güvenliğe Bakış ve Yaklaşımımızı Değiştirme Zamanı” oturumunda sunum gerçekleştiren Hakan Uzun, pazarın halihazırdaki durumuna ve sektörde karşılaşılan tehditlerin ilişkin analizlerde bulundu. Tıpkı devletler gibi kurumların da siber tehditlere karşı hem proaktif hem de reaktif çözümler üretebilmek adına istihbarata ve dijital güvenlik ürünlerine ihtiyaç duyduklarını ifade eden Hakan Uzun, siber alanda yaşanan zorlukların ve sorunların dijital risk koruma hizmetleriyle aşılabileceğine dikkat çekti.

“Dünyanın farklı bölgelerine açılmayı hedefliyoruz”

Bununla birlikte, yerli güvenlik ürünlerine daha fazla destek olunması gerektiğini ve bu teknolojilerin globale açılabilecek potansiyelde olduğunun altını çizen isim şu ifadeleri kullandı:

“Brandefense olarak, Türkiye’de temelleri atılan, dünyaya açılan ve küresel ölçekte 600’ü aşkın markaya dijital koruma hizmetleri sağlayan bir girişimiz. Çözümlerimiz dijital risk koruma hizmetleri, harici saldırı yüzeyi yönetimi ve tehdit istihbaratının her alanını kapsıyor. Çalışmalarımız kapsamında hacker kanallarını kontrol ediyor, elde ettiğimiz enformasyonları veritabanımızda topluyor, analiz ediyor ve zenginleştiriyoruz. Bu sayede tespit ettiğimiz tehditleri hizmet verdiğimiz kurumlara iletiyor ve gerekli aksiyonları alarak siber güvenlik desteği sağlıyoruz. Önümüzdeki dönemde, aldığımız yatırımları ve sahip olduğumuz yetkinlikleri etkin biçimde kullanarak, dünyanın farklı bölgelerine açılmayı hedefliyoruz.”

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Türkiye de, kullanıcıların %13ü dijital ödemelerde para kaybediyor!

Türkiye de, kullanıcıların %13ü dijital ödemelerde para kaybediyor!

Kaspersky Dijital Ödeme anketine göre Türkiye’deki katılımcıların %13’ü çevrimiçi bankacılık ve mobil cüzdan hizmetlerini kullanırken karşılaştıkları tehditlere bağlı olarak finansal kayıplar yaşıyor.  Siber tehdidin etkisi tüketicilere sadece mali yük getirmekle kalmıyor, aynı zamanda psikolojik olarak da etkiliyor.

Kaspersky Güvenlik Ağı’na göre sadece Türkiye’de 473 binden fazla finansal tehdit Kaspersky tarafından engellendi. Bu saldırılar, kredi kartı numaraları ve oturum açma bilgileri gibi finansal bilgileri çalmayı amaçlıyor ve genellikle kurbanları cezbetmek için sosyal mühendislik taktiklerini kullanıyor.

Siber saldırılar psikolojik yıkıma da yol açıyor!

Dijital ödemeleri hedef alan bir siber tehdidin etkisi tüketicilere sadece mali yük getirmekle kalmıyor, aynı zamanda psikolojik olarak da etkiliyor. Örneğin katılımcıların %69’u bu nedenle uykularının kaçtığını ve paralarını geri alma konusunda büyük endişe duyduklarını söylüyor. Kullanıcıların %64’ü dijital ödeme sağlayıcılarına olan güvenlerinin azaldığını bildiriyor. %67’si bir siber olay yaşadıktan sonra çok daha dikkatli olduklarını, %79’u virüs bulaşan cihazlarına antivirüs uygulamaları gibi güvenlik çözümleri yüklediklerini ifade ediyor.

Kaspersky Teknik Uzmanlık Başkanı Emad Haffar, şunları söylüyor: “Pandeminin başlangıcından bu yana Türkiye’deki kullanıcıların %47’si dijital ödemeleri kullanırken en az bir olayla karşılaştı. Bu nedenle çevrimiçi bankacılık ve mobil cüzdan hizmetleri dahil olmak üzere yeni teknolojilerle güvenli bir şekilde nasıl etkileşim kurulacağını bilmek giderek daha önemli hale geliyor. Devlet, dijital ödeme sağlayıcıları, kullanıcılar ve siber güvenlik şirketleri gibi tüm paydaşların sürdürülebilir ve güvenli bir ödeme ekosistemi oluşturmak için bir araya gelmesi gerekiyor.”

Kaspersky uzmanları, kullanıcıların dijital ödeme teknolojilerinden güvenli bir şekilde faydalanmalarına yardımcı olmak için şunları öneriyor:

PIN kodunuzu, şifrenizi veya diğer finansal bilgilerinizi çevrimiçi veya çevrimdışı ortamda kimseyle paylaşmayın.
Herhangi bir çevrimiçi işlem yapmak için halka açık Wi-Fi bağlantı noktalarını kullanmaktan kaçının.
Çevrimiçi işlemler yapmak için ayrı bir kredi kartı veya banka kartı kullanın. Finansal işlemlerin takibine yardımcı olması için kartlarınıza harcama limiti belirleyin.
Güvenilir ve resmi web sitelerinden alışveriş yapın.
Finansal işlemler için kullanılan tüm cihazlarınızda güvenilir bir güvenlik çözümü kullanın. Bu çözümler hileli veya şüpheli faaliyetlerin tespit edilmesine ve ziyaret edilen web sitelerinin güvenliğinin kontrol edilmesine yardımcı olur.

Kaspersky, dijital ödeme hizmetleri sunan geliştiricilere, bankalara ve şirketlere şunları öneriyor:

Çevrimiçi ödeme süreçlerinin ve tüketici temas noktalarının farklı seviyelerinde dolandırıcılığın tespit edilmesine yardımcı olacak bütünsel siber güvenlik çözümlerine yatırım yapın.
APT gruplarının finans kurumlarına yönelik karmaşık saldırıları giderek artıyor. Müşterilerinizi korumak ve iş sürekliliğini sağlamak için derinlemesine görünürlük ve tehdit istihbaratı bir gereklilik haline geliyor. Kaspersky Threat Intelligence hizmetini kullanmak, BT ekiplerinizi tehditleri analiz etmelerine ve azaltmalarına yardımcı olacaktır.
Çalışanlarınız için sürekli olarak siber farkındalık eğitimleri düzenleyin. Bu, çalışanlarınızın kuruluş saldırı altındayken karşılarına çıkacak dolandırıcılık girişimlerinin ve tehlikelerin farkında olmalarına ve kuruluşu korumadaki rollerini artırmalarına yardımcı olacaktır.

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com