Tüketiciye Video Marketing ile Ulaşan E-Ticaret Şirketleri Ciro, Müşteri Sayısı ve Bilinirliğini Katlıyor – Ulusal24.com

Tüketiciye Video Marketing ile Ulaşan E-Ticaret Şirketleri Ciro, Müşteri Sayısı ve Bilinirliğini Katlıyor – Ulusal24.com

Her geçen gün rekabetin daha fazla arttığı e-ticaret pazarında markalar, tüketiciye ulaşmak için video ınfluencer arketing’e ağırlık veriyor. Bu çalışma için altın kuralları veren Digital Exchange’in ekibi alt yazıdan hastag’e, sessiz video izleme özelliklerinden Influencer kullanımına kadar birçok konuda markaları uyardı. Digital Exchange’in CEO’su Emrah Pamuk ise videoların tüketim alışkanlıklarını yüzde 26 oranında etkilendiğinin altını çizerek, her türlü içeriği profesyonel video marketing ürününe dönüştüren Rawy ile markaların başarıya ulaştığını kaydetti.

 

E-ticarette şirket sayısı, pazar yeri ve işlem hacmi her geçen gün yükselişini sürdürüyor. 2020 yılındaki küresel salgın öncesi Türkiye’de 50 bin e-ticaret sitesi bulunurken, rakam evde kal döneminde 360 bine, bugün yeni normal günlerindeyse 480 bine ulaştı. 2021’de bir önceki yıla oranla yüzde 46 artışla 381 milyar TL ile rekor kıran e-ticaret şirketlerin cirosunun ise 2022 yılında 400 milyar bandını aşması bekleniyor.  Yaşanan bu gelişmelere paralel Eylül 2021’den beri uygulanan ihracat odaklı düşük TL kuru ve lojistikten, ilan giderlerine kadar devletin bir dizi teşvikiyle beraber e-ticaret şirketleri yeniden bir ivme yakaladı. Bugün hem iç pazar hem de ihracatta yeni noktalar için e-ticaret markaları arasında kıyasıya bir rekabet söz konusu. Yarışta öne geçmek isteyen e-ticaret şirketleri dijital pazarlamanın tüm imkânlarını kullanmaya çalışıyor. Bu noktada yapılan araştırmalar, tüketicilerin en az yarısının ürün ve hizmeti satın alırken video izlemek istediğini ve konuya dair en az 2 video görmeyi talep ettiğini ortaya koyuyor. Markalar da video Influencer marketing yöntemiyle ticari başarılarını artırmak için çalışıyor. 

 

Açıklama, Altyazı ve Hastag Çalışması Yapılmalı

Bu alanda 125 ülkede faaliyet gösteren Digital Exchange’in uzman marketing ekibi, e-ticaret markalarına video pazarlama alanında bir dizi öneride bulundu. YouTube, Facebook, Instagram, TikTok, Snapchat ve Twitter’de gerçekleşecek video Influencer kampanyalarının her birinin ayrı bir bakış açısıyla ele alınması gerektiğini dile getiren Digital Exchange’in video marketing ekibi, şu bilgileri verdi:

 

“Tüketiciler, alacakları ürünü günümüzün pazarlama imkanları dahilinde tıpkı fiziki mağazada inceliyormuş gibi değerlendirmeyi arzu ediyor. Bunu sağlayabilecek en etkili marketing çalışmalarının başında da video pazarlaması geliyor. Bir video pazarlaması yaparken,

 

-izleyicilerin yüzde 40’nın videoların açıklama kısmını okuyarak videoyu izlemeye karar verdiği

-tüketicilerin yüzde 25 ile yüzde 50 arasında videoların sesini açmadan izlediği ve alt yazıları okuyarak takip etme alışkanlığı olduğu

-hastag araması yaparak video araması gerçekleştirenlerin videodaki ürünün ismini yazarak arayanlar kadar yüksek olduğu unutulmamalı.  Ancak bu çalışmalar yapıldığında yani video içerikleri profesyonel şekilde hazırlandığında video marketing ile ciro ve müşteri artışı ile bilinirliğin yükselişi elde edilebiliyor.”

 

Akıldaki Tüm Sorulara Yanıt Verilmeli

Her sosyal medya kuruluşunda video izleme oranlarının birbirinden farklı olduğunu dile getiren Digital Exchange ekibi, “YouTube tamamen bir video içeriği alını fakat bu mecrada videoların izlenme ortalaması 10 saniye. Bu nedenle de YouTube için bir video Influencer içerik üretilmesi isteniyorsa daha ilk saniyeden itibaren, hedef kitleyi tespit etme, doğru ürünü konumlandırma ve markaya kazanç sağlayacak Influencer’ı bulma konuları üzerine eğilmek gerekiyor. Öte yandan Twitter’deki videoların izlenme oranı ise yüzde 82 gibi izlenme oranına sahip. O nedenle önce hangi sosyal medya alanında çalışma yapılacağı ve hangi Influencer ile iş birliğine gidileceği tespit edilmeli. Ardından da ürüne ilişkin tüm özelliklerini ortaya koyan, tüketicinin aklındaki soruları yanıtlayan bir video çekilmeli. Ayrıntılı hastag kullanımının yanı sıra ürün açıklaması ve video için alt yazı yabancı dil çevirisi gibi özellikler de ihmal edilmemeli” denildi. 

 

Erkekler Facebook, Kadınlar Snapchat’te Önde

Türkiye’deki sosyal medya mecralarının kullanımına ilişkin de bilgi veren Digital Exchange ekibi, “Ülkemizde şu anda sırasıyla Instagram, Facebook, Twitter, Facebook Massenger, Telegram, TikTok, Pinterest, Snapchat gibi mecralar kullanılıyor. Video marketing konusunda Facebook hala en önde bulunan sosyal medya alanı. Burada erkeklerin yüzde 65’lik bir kullanım üstünlüğü bulunuyor. Yani erkeklere ilişkin bir çalışma yapılırken Facebook tercih edilebilir. Öte yandan YouTube’da kadınlar yüzde 49, erkekler yüzde 51 oranı ile dengeli bir seyir izlerken, Snapchat’te ise kullanıcı kitlesinin yüzde 65’inin kadın olması nedeniyle kadınlara yönelik ürünler burada ön plana çıkarılabilir” bilgisini paylaştı. 

 

Ölçüm Yapmak Başarıya Götürür

Digital Exchange’in CEO’su Emrah Pamuk, video marketing konusunda şirketlerin hayli istekli olduğunu konuya ilişkin Influencer iş birliğine ilişkin de önemli bütçeler ayrıldığını söyledi. Markaların hedefledikleri ciroya ulaşmak için video marketingin en önemli yöntemlerin başında geldiğini sıralayan Pamuk, “Dijital pazarlamada video yöntemini kullanmak, yüzde 26 oranında başarıyı artıran bir unsur olarak karşımıza çıkıyor.  Birçok video reklam kampanyası, izlenme sayısı, başlatma, izlenme uzunluğu ve daha fazlasıyla değerlendirilebilir. Ancak, hepsi belirli eylemlerde bulunmak için tasarlanmamıştır. Bu durumda, reklam video izlenilebilirliğin ölçmek son derece önemlidir. Video ne kadar izlendi den çok videonun hangi saniyesinde tüketiciye gerçek bir bilgi verildiği ve tüketicinin ilgisini çektiğini de analiz etmek gerekiyor” bilgisini verdi. 

 

Rawy ile Profesyonel İçerikler Üretilebiliyor

E-ticaret şirketlerinin ürünün deneyimlenmesi noktasında video marketing ile tüketiciye daha kolay ulaşabildiğini belirten Pamuk, “Digital Exchange’in çatısı altında bulunan ve tüm içerikleri profesyonel bir video marketing aracına dönüştürebilen RAWY sayesinde tüm bu anlatılan stratejileri tek bir çatı altında toplayarak doğru hizmetin alınmasını sağlıyor. İster video ister fotoğraf tüm içeriklerden dinamik görseller ve videolar oluşturarak markaların tüketiciye en mükemmel şekilde hitap etmesini sağlıyor. Önceden hazırlanmış hazır şablonlar ya da marka için özel olarak hazırlanabilecek şablonlar ile ürün ya da kategori sayfalarının linklerini birleştirerek oluşturulan kreatif videolar ile reklamlarına güç katıyor” ifadelerini kullandı. 

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Continue Reading

Haber Kaynağı www.ulusal24.com

OPPO, Cloud Native Computing Foundation’a Altın Üye Olarak Katıldı – Ulusal24.com

OPPO, Cloud Native Computing Foundation’a Altın Üye Olarak Katıldı – Ulusal24.com

Cloud Native Computing Foundation topluluğuna katılan OPPO, bulutta yerel depolama projesi CubeFS’in de bu topluluğun kuluçka merkezine dahil edildiğini duyurdu.

 

Dünyanın önde gelen lider akıllı ürün markası OPPO bugün, bulut tabanlı yazılımların sürdürülebilir ekosistemlerini oluşturan The Cloud Native Computing Foundation’a (CNCF) Altın Üye olarak katıldığını duyurdu. Bu adımla OPPO’nun CubeFS projesi, CNCF kuluçka merkezine koordineli olarak dahil edilecek. CubeFS, POSIX ve S3 ile uyumlu arabirimler sağlayan, bulutta yerel depolama sunan bir platform olarak öne çıkıyor; depolama ile bilgi işlemi birbirinden ayırmaya yardımcı oluyor. Herhangi bir zamanda, istenen kaynakları mevcut depolamayla veya işlem kapasitesiyle eşleştirme konusunda tam esneklik sağlıyor.

 

OPPO Yapay Zeka ve Veri Mühendisliği Sistemlerinden Sorumlu Başkan Yardımcısı Haifeng Liu, konuyla ilgili şu açıklamalarda bulundu: “2020 yılının Ekim ayından itibaren OPPO, CubeFS’in ana destekçisi ve hizmet sağlayıcısı oldu. Bunun bir sonucu olarak, bulutta yerel bilgi işlem ekosisteminin geliştirilmesinde giderek daha fazla rol aldı. Şimdi ise CNCF’nin altın üyesi olarak, bulutta yerel bilgi işlem topluluğuna inovasyonları devam ettirecek kaynaklar ve destekler sunmaya devam edecek. Dünya çapında, farklı alanlarda uzmanlaşmış yetenekli geliştiricilerle çalışmayı heyecanla bekliyoruz.”

 

Cloud Native Computing Foundation CTO’su Chris Aniszczyk ise konuyla ilgili şunları belirtti: “OPPO, CubeFS’i uygulanabilir olgunlukta bir CNCF kuluçka projesi haline getirmeyi başardı. Bu adımla, online uygulamalar, veri tabanıyla ilgili hizmetler ve Kubernetes’in yönettiği makine öğrenimi işlemlerinde kullanılacak temel depolama altyapısı etkinleştirilecek. OPPO’nun bulutta yerel bilgi işlem ekosistemine daha fazla katkıda bulunmaya gösterdiği ilgiden mutluluk duyuyoruz ve birlikte çalışmayı heyecanla bekliyoruz.”

 

Sağlıklı ve sürdürülebilir bir teknoloji ekosistemi oluşturmayı amaçlayan OPPO, CubeFS projesinin kuluçka merkezine dahil edilmesiyle hem bu projedeki çalışmalarını sürdürecek hem de CubeFS’in tamamlanması için topluluk üyeleriyle iş birliği yapacak. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Continue Reading

Haber Kaynağı www.ulusal24.com

HUAWEI MatePad Paper Türkiye’de satışa sunuldu – Ulusal24.com

HUAWEI MatePad Paper Türkiye’de satışa sunuldu – Ulusal24.com

Huawei, MatePad ailesinin en son üyesi olan yeni E Ink tableti HUAWEI MatePad Paper’ı HUAWEI Türkiye Online Mağazası’nda satışa sundu. Karmaşadan uzak bir “kağıttan okuma ve kağıda yazma” deneyimi sunan MatePad Paper, uzun soluklu okuma ve not alma işlevlerini en güncel teknolojiyle birleştiren, akılcı bir tablet seçeneği. 

 

HUAWEI MatePad Paper, göz konforunu öne çıkaran bir okuma deneyimi için, “TÜV Rheinland Paper Like Display” sertifikasına sahip, dünyanın ilk E Ink cihazı olma özelliği taşıyor. Bunun yanı sıra, HUAWEI ikinci nesil M-Pencil’ın tam desteği ile kağıt üzerine mürekkepli kalemle yazma deneyimi de sunan ürün, gelişmiş teknik özellikleriyle verimli bir çalışma asistanı olarak da ideal.   

 

Elektronik mürekkep deneyimi

 

“Kağıttan okuma ve kağıda yazma” deneyimi ile segmenteki diğer ürünlerle kıyaslandığında farklı bir bakış açısı sunan HUAWEI MatePad Paper, tabletten okuma ve yazma işlevlerini son derece konforlu bir hale getiriyor. Yenilikçi tasarımıyla kitap benzeri bir görünüm ve ergonomiye sahip ürün, deri kapaklı tasarımıyla da fark yaratıyor. MatePad serisinin ikonik ve minimalist estetiğini sürdüren MatePad Paper, yaklaşık 360 gramlık ağırlığıyla, herkes için son derece rahat ve kaliteli bir okuma deneyimi vaat ediyor.

 

HUAWEI MatePad Paper, 10,3 inç büyüklüğündeki FullView ekranı ve manuel olarak da ayarlanabilen  ekran yenileme hızıyla, kişiselleştirilebilir bir kullanım seçeneği de sunuyor. Akıllı yenileme desteği ise uygun ışık koşullarına göre, cihazın ekran parklaklığını otomatik olarak optimize ediyor.   

 

Konforlu bir ofis deneyimi için yenilikçi ekran – kalem kombinasyonu

 

HUAWEI MatePad Paper, sorunsuz bir yazma deneyimi için 4096 basınç seviyesine ve 26ms düşük gecikme süresine sahip, ikinci nesil HUAWEI M-Pencil ile birlikte geliyor. Kalem ve tablet buluştuğunda kağıda yazı yazma hissi yaşatan ses efekti, ürünü benzersiz kılan bir diğer özellik olarak öne çıkıyor. Otomatik Bluetooth bağlantısı, çift tıklama, manyetik şarj gibi teknik özelliklerinin sıra, belgeye açıklama ekleme, el yazısını dijital metne dönüştürme ve bölünmüş ekran notu gibi özellikleri de elektronik mürekkep deneyimini üst düzeye çıkaran özellikler arasında.   

 

Gözünüz yorulduğunda MatePad Paper’a geçin 

 

HUAWEI MatePad Paper, akıllı ofis özellikleri ve Harmony OS’in “Süper Cihaz” özellikleriyle cihazlar arasında da önemli bir geçiş avantajı sağlıyor. Huawei cihazları arasında kesintisiz ara bağlantı sağlayan “Süper Cihaz” özelliği, kullanıcıların PC veya akıllı telefonda bir süre sonra yaşayabilecekleri göz yorgunluğundan kurtulmak için, içeriklerini sorunsuz bir şekilde HUAWEI MatePad Paper’a aktarmalarını ve işlerine burada devam edebilmelerini sağlıyor. Kullanıcılar ayrıca HUAWEI MatePad Paper’ı ikinci bir bilgisayar gibi de kullanabiliyor. MatePad Paper, e-posta veya herhangi bir ek uygulama desteğine ihtiyaç duymadan dosyaların iki cihaz arasında doğrudan sürüklenip bırakılmasına olanak sağlıyor. Güçlü işbirliği işlevleri, cihazlar arasındaki engelleri ortadan kaldırırken, yüksek iş verimliliği de sağlıyor.

 

Tüm işlevler için üstün performans

 

HUAWEI MatePad Paper, güçlü donanımıyla da öne çıkıyor. Cihaz, yüksek performanslı çipiyle gecikme veya takılma problemi olmaksızın sorunsuz bir okuma ve yazma deneyimi sunarken, yüksek pil kapasitesi ile dört haftaya kadar sıra dışı bir bekleme süresi ve yaklaşık 6 günlük kesintisiz kullanım süresi sunuyor. MatePad Paper ayrıca, kullanıcıların veri güvenliğini ve gizliliğini koruyan parmak izi kilidi özelliğine de sahip. İnce gövdesine rağmen ses kalitesiyle de iddialı olan ürün, güçlü çift hoparlörüyle berrak bir ses performansına imza atıyor.  4 GB RAM ve 64 GB dahili belleğe sahip HUAWEI MatePad Paper, siyah renk seçeneği ile HUAWEI online mağazada, 7.999 TL’lik fiyat etiketiyle satışa sunuldu. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Continue Reading

Haber Kaynağı www.ulusal24.com

WhatsApp, milyonlarca kullanıcının beklediği özelliği getiriyor: Çevrimiçi durumu gizlenecek – Ulusal24.com

WhatsApp, milyonlarca kullanıcının beklediği özelliği getiriyor: Çevrimiçi durumu gizlenecek – Ulusal24.com

Kullanıcılarına çevrimiçi durumlarını gizleme seçeneği sunmayan WhatsApp, bu kararında değişikliğe gidiyor. WABetaInfo, WhatsApp’ın kullanıcıların çevrimiçi durumlarını gizleyebilecekleri yeni bir özellik üzerinde çalıştıklarını belirtti.WABetaInfo’nun paylaştığı ekran görüntüsünde, uygulama iOS için bu özellik üzerinde çalışıyor gibi görünse de Android ve masaüstü uygulamalarında da kullanılabileceği iddia ediliyor.Şu anda WhatsApp sadece kullanıcıların “son görülme” durumlarını gizleme seçeneği sunuyor.Sosyal medya platformları kullanıcıların hesapları üzerinde ne kadar fazla kontrol sağlarsa o kadar beğeni kazanıyor. Bu konuda WhastApp da ilk yayınladığından bu yana gelişmeler kaydediyor.WhatsApp da piyasadaki gizlilik odaklı mesajlaşma uygulamalarından biri. Bununla birlikte, uygulama oldukça temel bir özellikten yoksun: WhatsApp kullanıcılarına çevrim içi durumlarını gizleme seçeneği sunmaz. Kullanıcı, uygulamayı açtığında, listesindeki kişiler onun çevrim içi olduğunu görebilirler.Nihayet uygulama, bu durumu değiştirmek için çalışmalara başlamış gibi görünüyor.

Haber Kaynağı www.aykiri.com.tr

Continue Reading

Haber Kaynağı www.ulusal24.com

Instagram hesaplarınızı kalıcı olarak silebileceksiniz – Ulusal24.com

Instagram hesaplarınızı kalıcı olarak silebileceksiniz – Ulusal24.com

Instagram yeni bir özelliğini duyurdu. Artık Instagram kullanıcıları, uygulama üzerinden hesaplarını kalıcı olarak silebilecek. Söz konusu işlem, uygulamadaki ‘Profil’ sekmesinde yer alan ‘Hesap’ ayarları üzerinden yapılacak. Hesaplarını silen kullanıcılara Instagram, 30 gün süre tanıyacak. Bu süre içerisinde fikrini değiştiren kullanıcılar, hesaplarını tekrar açabilecek. 30 gün sonunda ise ilgili hesap, kalıcı olarak silinecek.ZORUNLU OLDUĞU İÇİN BAŞLADIKararın Apple’ın yeni App Store kurallarını yayınlamasının ardından alındığı açıklandı. Buna göre, Apple Store tarafından yapılan yeni güncelleme ile uygulama üzerinden kaydolmaya izin veren platformların hesap silmeye de izin vermesini zorunlu kılmaya başlanmıştı.REELS İÇİN HAREKETE GEÇTİÖte yandan, Instagram Reels konusunda da harekete geçti. Mark Zuckerberg, şirketin 2021 için dördüncü çeyrek kazanç raporunu açıkladığında, Reels’in artık Meta’nın en hızlı büyüyen içerik formatı olduğunu söylemişti.Instagram’a gelen yeni güncelleme ile birlikte kullanıcılar; paylaştıkları fotoğrafları, videoları veya Reels içeriklerini profillerin başına sabitleyebilecek. Reels konusunda yeni atılımlar yapan sosyal medya platformu, son güncelleme ile birlikte Reels videolarının süresini de uzattı. Şirket ayrıca, tüm videoları Reels’e çevirebileceklerinin de sinyallerini verdi.

Haber Kaynağı www.aykiri.com.tr

Continue Reading

Haber Kaynağı www.ulusal24.com

NVIDIA Studio Driver, Blender 3.2, BorisFX Sapphire ve Topaz Denoise AI’da Yaratıcı İş Akışlarını Hızlandırıyor – Ulusal24.com

NVIDIA Studio Driver, Blender 3.2, BorisFX Sapphire ve Topaz Denoise AI’da Yaratıcı İş Akışlarını Hızlandırıyor – Ulusal24.com

3D sanatçısı Daniel Barnes, NVIDIA Studio’ya konuk olduğu başyapıtı “Yolculuk” ile büyülüyor.

 

Tüm kullanıcılarının güven duyduğu kararlılık ve güvenilirlikle, en son çıkan yaratıcı uygulama güncellemelerini optimize eden Haziran NVIDIA Studio Driver yüklenmeye hazır.

 

NVIDIA RTX GPU’lara sahip tasarımcılar, Blender sürüm 3.2, BorisFX Sapphire sürüm 2022.5 ve Topaz Denoise AI 3.7.0 içindeki daha hızlı performans ve yeni özelliklerden yararlanabilecekler.

 

Bu hafta NVIDIA Kıdemli Tasarımcısı Daniel Barnes, NVIDIA Studio’da ilham verici sanat eserlerini sergiliyor. Görsel tasarım ve 3D içerik konusunda uzmanlaşan Barnes, yaratıcı iş akışını 3D galaksi sahnesi, “Yolculuk” tasarımında ele alıyor.

 

Haziran Studio Driver sürümü; Blender, Sapphire ve Denoise AI güncellemelerini destekliyor

 

Haziran Studio Driver, NVIDIA Omniverse’de OpenVDB platform özelliklerini etkinleştiren son Blender 3.2 sürümü için destek sağlıyor. OpenVDB, neredeyse sonsuz bir 3D dizin alanı sunarak, devasa Universal Scene Description (USD) dosyalarının, bu hacimleri olduğu gibi tutarken Omniverse’e girip çıkmasına izin veriyor. 3D tasarımcıları, dosyaları ve boyutları küçültmeye veya dönüştürmeye gerek kalmadan yaratıcı iş akışlarını hızlandırarak daha büyük dosyalarla güncelleyebilirler.

 

Blender 3.2’ye ayrıca yeni bir Light Group özelliği eklendi, bu da sanatçıların yeniden render almadan dizgicideki ışık kaynaklarının rengini ve yoğunluğunu değiştirmesine olanak tanıyor. Yeni Shadow Caustics, daha fazla gerçekçilik için değişik ışık seviyelerine maruz kalan nesnelerin gölgelerindeki kostiklerin seçilerek render edilmesini destekliyor.

 

Blender 3.2 güncellemesine ilişkin daha fazla bilgiye bu linkten erişilebilir.

 

BorisFX Sapphire 2022.5 artık GPU gücünü 6 kata kadar daha hızlı işleme hızlarıyla ölçeklendirerek Blackmagic’in DaVinci Resolve’sinde GPU hızlandırmalı görsel efekt eklentileri uygulayan çoklu GPU sistemlerini destekliyor.

 

Topaz Denoise AI 3.7.0, NVIDIA TensorRT çerçevesi için destek sağlıyor, bu da RTX GPU sahiplerinin önemli ölçüde daha yüksek sonuçlandırma hızlarından yararlanacağı anlamına geliyor. RAW model problemlerini giderme özelliklerini kullanırken, sonuçlandırma 6 kata kadar daha hızlı tamamlanıyor.

 

Yolculuk Ödülü

 

NVIDIA Studio bu hafta 3D bilim kurgu sahnesi “Yolculuk” eserinin tasarımcısı, Daniel Barnes’ın yaratıcı sürecine odaklanıyor. Barnes’ın yapıtları, genellikle görsel esin kaynaklarının bir kombinasyonu olan çeşitli filmlerden ve animelerden ilham alıyor. 

 

Yolculuk Barnes’ın, kahramanın farklı bir gerçeklikte uyandığı, bu bilinmezlikte gezinmek zorunda olduğu “isekai” türü olan anime takıntısının bir uzantısı oluyor.

 

Barnes, “Bu reenkarnasyon anlatısı oldukça canlandırıcı olabilir, çünkü neredeyse her zaman yaşamla ve ilklere sahip olmakla bağlantı kurabileceğiniz ya da 20/20 görüş avantajıyla belirli bir anı farklı bir şekilde yeniden yapabilme fırsatı tanır” diyor.

 

Barnes, ilham geldiğinde, genellikle vakit geçirmekten hoşlandığı kafeye giderek Adobe Photoshop’u kullanarak “Yolculuğa” başladığı yeri çiziyor.

 

Barnes, GeForce RTX 3060 destekli dizüstü bilgisayarıyla, hızlı bir şekilde yakınlaştırıp ince ayrıntıları ayarlamak için Scrubby Zoom ve hareket halindeyken yaratma özgürlüğüyle tuvalde daha hızlı hareket etmek için Flick Panning gibi GPU ile hızlandırılan özelliklerden yararlanıyor.

 

Dikkatini Autodesk Maya’ya çeviren Barnes, mevcut bir sahneden yeniden kullanabileceği öğelerle başlayarak Yolculuk sahnesi için temel geometrik şekiller oluşturuyor ve sıralıyor. Barnes, “Mümkün olan her alanda akıllıca çalışmakta kesinlikle yanlış bir şey yok,” diyor. GPU hızlandırmalı görüntü alanı, yapı taşlarını hızla oluşturabilen Barnes için hızlı ve etkileşimli 3D modellemenin anahtarı oluyor. 

 

Barnes, özel fırçalarla şekillendirerek ZBrush’ta bazı 3D modelleri daha da detaylandırıyor. Ardından, mevcut birkaç nesneyi birleştirerek ve yeni bir model oluşturarak ZBrush Remesh özelliğini çalıştırıyor. Bu uygulama dokuları basitleştiriyor ve “Yolculuk” eserini sonuçlandırmayı çok daha kolay hale getiriyor.

 

Barnes daha sonra fiziksel olarak doğru, fotogerçekçi 3D sahnesini bir araya getirmek için Omniverse Create uygulamasını kullanıyor. 

 

Barnes, dokuları keşfetmek, oluşturmak ve iyileştirmek için kullanışlı Adobe Substance 3D Painter Connector ile Omniverse NVIDIA vMaterials kütüphanesinde dolaşarak, benzersiz renk şeması stilini Create’de uyguluyor. 

 

Tasarım iyi durumdayken Barnes, alan derinliği, ekstra ışık patlaması ve sis etkinleştirilmiş çeşitli versiyonları ekleyerek kompozisyon için plan yapıyor.

 

Şimdi, Yolculuk adlı eseri tamamlamak için ihtiyacı olan tek şey parlak bir gökyüzü oluyor. 

Barnes, RTX GPU sahipleri için ücretsiz olan NVIDIA Canvas uygulamasıyla yapay zekanın gücünden yararlanarak basit fırça darbelerini gerçekçi, çarpıcı bir görünüme dönüştürüyor.

 

Barnes, birkaç dakika içinde dış alanı oluşturarak daha fazla konsept keşfine olanak sağlıyor ve arka plan aramak veya sıfırdan bir tane oluşturmak için gereken zamandan tasarruf ediyor.

 

Sanatçı daha sonra renk taşması ve şık ayrıntılar eklemek, Canvas arka planını oturtmak ve son renderi almak için Adobe Photoshop’a geri dönüyor.

 

Daha fazla tasarım ilhamı için Barnes’ın Instagram’ına göz atılabilir.

 

Omniverse YouTube kanalında, ipuçları ve püf noktaları da dahil olmak üzere NVIDIA Omniverse hakkında daha fazla bilgi edinilebilir. Destek için Omniverse forumları keşfedilebilir veya toplulukla sohbet etmek için Discord sunucusuna katılım sağlanabilir. Güncel bilgiler için Omniverse Twitter, Instagram ve Medium sayfalarına göz atılabilir.

 

NVIDIA Studio Facebook, Twitter ve Instagram’dan takip edilebilir. Studio YouTube kanalındaki eğitimlere erişilebilir ve NVIDIA Studio bültenine abone olunarak güncellemelerden haberdar olunabilir.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Continue Reading

Haber Kaynağı www.ulusal24.com

Teknopark İstanbul’dan yeşil dönüşüm odaklı fikirlere 450.000 TL’ye kadar hibe desteği – Ulusal24.com

Teknopark İstanbul’dan yeşil dönüşüm odaklı fikirlere 450.000 TL’ye kadar hibe desteği – Ulusal24.com

Teknopark İstanbul kuluçka merkezi Cube Incubation, TÜBİTAK 1512 Girişimcilik Destek Programı’nın uygulayıcı kuruluşu olarak yürüttüğü BİGG Cube Incubation Programı kapsamında yeşil dönüşüm fikri olan girişimci adaylarına başvuru çağrısı yaptı. 450 bin TL hibe desteği sağlanacak projeler için ön başvurular 29 Temmuz 2022 Cuma gününe kadar alınacak.

 

Teknopark İstanbul kuluçka merkezi Cube Incubation; yeşil büyüme ve yeşil dönüşüm odaklı yenilikçi iş fikirlerini hayata geçirmek isteyen girişimci adayları TÜBİTAK’ın verdiği 450 bin TL’lik hibe desteğinden yararlanmaya davet etti. TÜBİTAK 1512 Girişimcilik Destek Programı’nın uygulayıcı kuruluşu olan Cube Incubation’un BİGG Cube Incubation Programı’ndan tüm üniversitelerin ön lisans, lisans, yüksek lisans veya doktora programlarına kayıtlı öğrencileri ya da mezunları programa başvuru yapabilirler.

 

Teknopark İstanbul sanayinin yeşil dönüşümüne katkı sağlayanları destekliyor

Cube Incubation’un faaliyete geçtiği günden bu yana girişimcilik ekosisteminin ihtiyaçlarına yönelik çözümler üretiğini belirten Teknopark İstanbul Genel Müdürü Bilal Topçu, “Girişimcilere sağladığı altyapı ve sunduğu destekler kapsamında Türkiye’nin en nitelikli kuluçka merkezlerinden biri olan Cube Incubation; BİGG Yeşil Büyüme programı ile Türkiye ekonomisi ve sanayisinin yeşil dönüşümüne katkı sağlayacak iş fikirlerini bekliyor. BİGG Yeşil Büyüme programı kapsamında girişimciler; açık ve kapalı ofisler ve toplantı alanları, seminer ve etkinlik alanları, kütüphane, ıslak/kuru laboratuvarlar, temiz odalar, montaj atölyesi ve sunucu odasından yararlanabilecekleri gibi Teknopark İstanbul Teknoloji Transfer Ofisi (connectto) aracılığıyla da patent desteği alabilecekler” dedi.

 

Projesi olanlar iş birliği ağlarından faydalanabilecek, mentorluk desteği alacak

Teknopark İstanbul, İstanbul Ticaret Üniversitesi ve Yeditepe Üniversitesi iş birliğinde yürütülecek olan proje ile yeşil ekonomiye dönüşüm dahilinde iş fikri olan girişimcilere; mentorluk, iş birliği ağlarından faydalandırma, iş planı hazırlama gibi destekler verilmesi hedefleniyor. Yenilik odaklı, ticari değeri doğrulanmış ürün ve hizmetlere dönüştürülebilecek iş fikirleri; İklim Değişikliği, Çevre ve Biyoçeşitlilik, Temiz ve Döngüsel Ekonomi, Temiz, Erişilebilir ve Güvenli Enerji Arzı, Yeşil ve Sürdürülebilir Tarım ile Sürdürülebilir Akıllı Ulaşım konularını içeriyor. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Continue Reading

Haber Kaynağı www.ulusal24.com

Başarılı dijital dönüşümün yolu hızlı haberleşmeden geçiyor – Ulusal24.com

Başarılı dijital dönüşümün yolu hızlı haberleşmeden geçiyor – Ulusal24.com

Sanayi 4.0 ile fabrikaların değişen ve kişiselleşen iletişim ihtiyaçlarına hızlı şekilde cevap veren CLPA’dan başarılı dijital dönüşümün ipuçları

Bugünün fabrikalarındaki değer zincirinin birbiriyle gerçek zamanlı entegrasyonunun sağlanması, sürekli iletişim içinde olması ve akıllı özellikleriyle kendisini uyarlayan bir sistem döngüsü oluşturması kritik bir öneme sahip. Sanayi 4.0 perspektifinde ele alındığında bu döngüyü oluşturmanın temelinde; büyük veri analizi, akıllı sensör teknolojileri, dijital ikiz sistemleri ve robotik teknolojiler yatıyor. Sanayiden üretime kadar hayatın her katmanında karşımıza çıkan dijital dönüşümün sürdürülebilir bir başarıya dönüşmesi içinse üretimin yanı sıra iş yapma modellerinin ve insan kaynağının da bu dijital ekosisteme entegre edilmesi gerekiyor. Üretim ve hizmet sistemlerinde tüm elemanların birbirleriyle bilgi alışverişinde olduğu bir mekanizmanın başarılı bir dönüşüm olarak nitelendirilebileceğinin altını çizen CLPA Türkiye Müdürü Tolga Bizel, dijitalleşmenin yol haritasını anlattı.

 

Siber fiziksel sistemlere dayalı üretimi esas alan Sanayi 4.0, dijital dönüşümü zorunlu kılan bir ekosistem yaratıyor. Akıllı fabrikalar çağı olarak da nitelendirilen bu süreçte, bahsedilen ekosistemin tüm bileşenlerin sensörler aracılığıyla haberleşebilmesi ve kendi yetenekleri doğrultusunda çevreden aldığı bilgiye göre hareket edebilmesi hedefleniyor. Küresel standartlara uygun bir dijital dönüşümden bahsedebilmek içinse konvansiyonel değer zincirinin temelden değişmesi gerekiyor. Siber fiziksel sistemlerin başını çektiği dijital dönüşüm yolculuğunun verimliliğin çok ötesinde bir katma değer sağladığını vurgulayan CLPA (CC-Link Partner Association) Türkiye Müdürü Tolga Bizel, kendi ekonomisini ve etki alanını yaratan fabrikalar için ipuçlarını sıraladı.

 

İlk adım yol haritasının oluşturulması

Dijital dönüşümün ilk adımında kapsamlı bir dijital yol haritası çıkarılması gerektiğini söyleyen Tolga Bizel; “Bugün bir fabrika, dijital ekosisteme dahil olmak istiyorsa öncelikle nerede olduğunu ve nereye varmak istediğini belirlemeli. Bu noktada yapılması gereken; dijital yeteneklerin ortaya konulması, mevcut durumun analiz edilmesi, kilit teknolojilerin doğru belirlenmesi ve güçlü bir yetenek havuzunun oluşturulması. Ardından stratejik hamleler ortaya konularak yeni iş modelleri ve üretim metodolojileri geliştirilebilir. Dijital dönüşümün sürdürülebilir bir başarıya dönüşmesi için üretimin yanı sıra iş yapma modellerinin ve insan kaynağının da bu ekosisteme en doğru şekilde entegre edilmesi gerekiyor. Ayrıca dijital dönüşüme sadece bir bilgi teknolojileri departmanı işi olarak bakılmamalı; operatörden üreticiye, müdürlerden yöneticilere kadar tüm iş gücü bu katmanda kendine yer bulabilmeli” dedi.

 

Sensör yatırımı dijital dönüşümün kalbini oluşturuyor

Tüketici beklentilerini en iyi şekilde yönetebilmek için sensörlere büyük iş düştüğünü belirten Bizel; “Günümüzün akıllı sensörleri, çift yönlü haberleşme ara yüzlerine ve kullanıcı isteğine bağlı yazılım fonksiyonlarına sahip. Bu sayede üretim alanlarına ve makinelere hızlı adapte olabiliyor. Ayrıca otomatik izleme ve yapılandırma gibi özellikleriyle de dikkat çekiyor. Tak-çalıştır mantığıyla kolayca kurulabilen bu sistemler, anlık ve sürekli iletişim imkânı yaratıyor. Olası arızaların önceden tespitini kolaylaştıran ve müdahale etme şansı sunan sensörler, makine performansında da yüksek bir artış sağlıyor. Tüm bu bilgiler ışığında söyleyebiliriz ki firmalar, Sanayi 4.0 ile uyumlu bir dijital dönüşüm mekanizması yaratmak istiyorlarsa mutlaka sensör yatırımı yapmalılar” şeklinde konuştu.

 

Endüstriyel haberleşme protokolleri hayati rol üstleniyor

Akıllı sensörlerin elde ettiği veriyi en hızlı şekilde iletmek için bir endüstriyel haberleşme ağına ihtiyaç olduğunu söyleyen Tolga Bizel, sözlerine şöyle devam etti: “Cihazların kendi aralarında ya da bilgisayarlarla iletişim halinde olduğu Sanayi 4.0 evresinde haberleşme protokollerine büyük iş düşüyor. Çünkü fabrikaların kendi kendine organize olabilmesi ve proaktif bir yapı kazanması için bir aracı şart. Biz bunu CLPA ile en hızlı şekilde yapıyoruz. Endüstriyel düzenin yeni çerçevelerini destekleyen, son teknoloji ürünler ve uygulamaların potansiyelini açığa çıkaran kapsamlı bir protokol olan CC-Link IE TSN ise hızı, güvenliği, yüksek bant genişliği ile fark yaratıyor. İşletmelerin süreçlerinin optimize edilerek iyileştirilmesine ve rekabet gücünün artırılmasına katkıda bulunan bu protokol, 10 kat daha hızlı olmasıyla da uçtan uca dijital sinyal bütünlüğünü iyileştiriyor. Dünya standartlarında akıllı üretime adım atmayı hedefleyen şirketler için gerekli alt yapıyı sağlayan CC-Link IE TSN, Zaman Duyarlı Ağ (TSN-Time Sensitive Network) teknolojisinden yararlanan dünyanın ilk endüstriyel açık ağı olmasıyla da benzerlerinden ayrılıyor.” 

 

Dönüşüm için bulut teknolojileri devreye giriyor

Bilginin toplanması ve ilgili birimlere hızlı bir şekilde iletilmesi kadar bu bilgilerin depolanmasının da dijital dönüşümün bir parçası olduğunu vurgulayan Bizel; “Her şeyin kusursuz bir hızda ilerlediği günümüzde fiziksel erişim gerektiren harici veri depolama alanlarının zorluğu aşikâr. Yeni endüstri çağında ise fiziksel değil her yerden erişim sağlayan bulut sistemleri öne çıkıyor ve büyük miktarda veri saklama sürecini kolaylaştırıyor. Zamandan ve mekândan bağımsız erişilebilir olmasının yanı sıra kişiselleştirilebilir hizmet ve esnek üretim anlayışı için gerekli çıktıları sağlıyor. Tüketiciyi anlayan, onun duygularını ve ihtiyaçlarını en az onun kadar iyi bilen bir mekanizma ve dijital dönüşüm için bulut sistemlerine de yatırım yapılması gerekiyor” dedi. 

 

Veri analitiği ile işletmeler performanslarını optimize edebilir

Depolanan ve saklanan verilerin tek başına bir şey ifade etmediğini ve dijital dönüşüm ayağının en önemli adımını oluşturan veri analitiğinin çok kritik olduğunu ifade eden Tolga Bizel: “İşletmelerin performanslarını optimize edebilmesi ancak veri analitiği ile mümkün. Toplanan verilerin uygun alt yapılar ve teknolojiler ile analiz edilmesi ve anlamlı birer bilgiye dönüştürülmesi modern çağın en büyük gücüne dönüşüyor. Buradan elde edilecek bu değerli çıktılar ise iş modellerine uygulanarak hem esnek hem verimli hem de kişiselleştirilebilir üretim anlayışına hayat veriyor. Müşteri eğilimlerini anlamaktan kişinin hangi saatte ne yapmak istediğine kadar birçok konuda yüksek doğrulu bilgiler sunan veri analitiği, dijital dönüşümün en son ama en önemli adımı ve kesinlikle atlanmamalı” diyerek sözlerini tamamladı.

Haber Kaynağı www.ulusal24.com

Trugo, Türkiye’yi uçtan uca şarj cihazlarıyla donatacak – Ulusal24.com

Trugo, Türkiye’yi uçtan uca şarj cihazlarıyla donatacak – Ulusal24.com

Togg, Trugo ile şarj ağı işletmeci lisansını aldı

 

Türkiye’de uçtan uca yüksek performanslı şarj cihazı kurma hedefiyle yola çıkan Togg, Trugo markasıyla Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na (EPDK) yaptığı başvuru sonucu şarj ağı işletmeci lisansını aldı. Togg CEO’su M. Gürcan Karakaş, sektörde lisanslı bir oyuncu olmak için gerekli tüm adımları attıklarını belirterek, “EPDK’dan şarj ağı işletmeci lisansımızı aldık. ‘Trugo’ markamızla 81 ilde 180 kWs üzeri cihazlarla tüm elektrikli araç kullanıcılarına kesintisiz bir deneyim sunacağız. Hedefimize giden yolda geri sayım başladı. Homologasyon sürecinin tamamlanmasının ardından 2023 yılı mart ayında ilk akıllı cihazımız C-SUV pazara çıkacak” dedi.

 

Türkiye’nin mobilite alanında hizmet veren küresel teknoloji markası Togg, Trugo ile 81 ilde 600’ün üzerinde lokasyonda 1000 yüksek performanslı şarj cihazı (DC) kurma hedefiyle çıktığı yolda şarj ağı işletmeci lisansını da aldı. EPDK’nın yayınladığı “Şarj Hizmeti Yönetmeliği” kapsamında yaptığı lisans başvurusu kabul edilen Togg, ‘Trugo’ markasıyla sektöre yüksek performans, hızlı kurulum ve geniş kapsam ağıyla giriyor. Trugo’nun şarj cihazlarıyla ortalama bir bataryanın doluluk oranı 25 dakika içinde yüzde 80’e ulaşabilecek. Elektrikli araç kullanıcılarının şarj istasyonu bulma kaygılarını ortadan kaldırmayı amaçlayan Trugo, trafik yoğunluğu yüksek güzergahlarda 25, az yoğunlukta bölgelerde 50 kilometrede bir şarj cihazlarıyla yer alacak. Her bir cihaz üzerinde iki soket yer aldığı için 2000 soketle hizmet verecek olan Trugo, trafiğin yoğun olduğu noktalarda da istasyon sayısını artıracak. Türkiye’deki tüm elektrikli araç kullanıcılarına açık olacak cihazlarda yüzde 100 yenilenebilir enerji kaynağı sertifikalı hizmet sağlanacak.

 

“1000 cihazla 2 bin soket kullanıma sunulacak”

Togg CEO’su M. Gürcan Karakaş, Türkiye’de ihtiyaç duyulan şarj altyapısı için kurdukları Togg Akıllı ve Hızlı Şarj Çözümleri A.Ş.’nin, ‘Trugo’ markasıyla 81 ilde 180 kWs üzeri cihazlarla tüm elektrikli araç kullanıcılarına kesintisiz bir deneyim sunacağını belirterek, şunları söyledi: “Ülkemizde uçtan uca elektrikli araçlarla seyahat etmeyi mümkün kılacak hızlı şarj istasyonları kurma hedefimiz doğrultusunda EPDK’ya yaptığımız başvuru sonuçlandı. Sektörün lisanslı oyuncuları arasında yer almaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Bu regülasyonun Türkiye’nin şarj altyapısının gelişimi için çok kıymetli bir mihenk taşı olduğunu düşünüyoruz. Önümüzdeki yıl ortasına kadar 81 ilimizde 600’ün üzerinde noktada, toplam 2 bin soketi olan 1000 adet hızlı şarj cihazının kurulumunu yapacağız. Bu öncü pozisyonumuzu önümüzdeki yıllarda yapacağımız yatırımlarla da sürdürmeye kararlıyız. Hedefimize giden yolda geri sayım başladı. Homologasyon sürecinin tamamlanmasının ardından 2023 yılının ilk çeyreğinde ilk akıllı cihazımız C-SUV pazara çıkacak.” 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Continue Reading

Haber Kaynağı www.ulusal24.com

Redmi Note 11 Pro ile ‘Rotamız Kapadokya’ gezisinin fotoğrafları sergilenmeye başladı – Ulusal24.com

Redmi Note 11 Pro ile ‘Rotamız Kapadokya’ gezisinin fotoğrafları sergilenmeye başladı – Ulusal24.com

Xiaomi Community Türkiye tarafından düzenlenen ‘Rotamız Kapadokya’ etkinliğinde Xiaomi fanlarının Redmi Note 11 Pro’nun üstün kamera özellikleriyle çektiği 11 fotoğraf, 1-7 Temmuz tarihleri arasında Akasya ve Vadiistanbul’da sergileniyor.

Xiaomi fanlarının buluşma noktası olan Xiaomi Community tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de etkinliklerine hız kesmeden devam ediyor.  450 bini aşkın üyesi bulunan Xiaomi Community Türkiye, Redmi Note 11 Serisi iletişimi kapsamında düzenlediği ‘Rotamız Kapadokya’ etkinliğinde ön elemesi fotoğrafçı İlkin Karacan Karakuş tarafından yapılan on Xiaomi fanını Kapadokya’ya götürerek 2 gün boyunca Redmi Note 11 Pro’nun üstün kamera özelliklerini test etti. Bu çok özel gezide üstün kamera özellikleriyle donatılan Redmi Note 11 Pro ile çekilmiş 11 fotoğraf; 1-7 Temmuz tarihleri arasında İstanbul’da Akasya ve Vadiistanbul’da sergileniyor.

 

Herkesin yenilikçi teknolojiler aracılığıyla daha iyi bir yaşam sürmesini sağlamak için durmadan çalışan ve adil fiyatlarla harika ürünler geliştiren Xiaomi, mobil fotoğrafçılığın hayatın vazgeçilmez bir parçası olduğunu çeşitli etkinlikleriyle gözler önüne seriyor. Eşşiz anları kaçırmamak için üstün kamera teknolojileri tasarlayan marka, Redmi Note 11 Pro modeli ile sektörde fark yaratıyor. 

 

Redmi Note 11 Pro, 108MP ana sensörlere sahip olup, hayatın anlarını yüksek çözünürlükte ve gerçeğe yakın ayrıntılarda yakalamaya ve paylaşmaya olanak tanıyor. 8MP ultra geniş açılı kamera, 118 derecelik görüntüleme açısıyla bakış açısını genişletirken, 2MP makro kamera yakından çekimlerde en ince ayrıntıları yakalamayı sağlıyor. Ayrıca; 2MP derinlik kamerası, portre çekimleri için doğal bir bokeh efekti oluşturuyor ve cihazın ön tarafında net, doğal görünümlü selfie’ler çekebilen 16MP ön kamera bulunuyor.

 

Kullanıcıların fotoğraf çekme deneyimini her geçen gün bir üst noktaya taşıyan Xiaomi, Xiaomi fanları ve meraklıları için yepyeni etkinlikler gerçekleştirmeye ve ürünler sunmaya devam edecek.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Continue Reading

Haber Kaynağı www.ulusal24.com