Doğan Holding ile lider teknoloji üreticisi Karel ortaklık imzalarını attı

Doğan Holding ile lider teknoloji üreticisi Karel ortaklık imzalarını attı

Doğan Holding ile ülkenin önde gelen teknoloji üreticisi şirketlerinden Karel arasında hisse devir işlemleri, resmi işlemlerin sonuçlanmasının ardından gerçekleşti. Karşılıklı atılan imzalarla Doğan Holding, teknoloji şirketi Karel’in 40’ına ortak oldu.

 

Değer odaklı, öncü ve sürdürülebilir bir yatırım holding perspektifi ile yedi farklı sektörde faaliyet gösteren Doğan Holding, katma değerli alanlara odaklanarak hem grup hem de ülke ekonomisi için fayda yaratan, potansiyeli yüksek ve gelecek vaat eden yeni yatırımlarla büyüme devam ediyor. Doğan Holding, Mart sonunda yatırım stratejisi paralelinde Türkiye’nin lider teknoloji üreticisi şirketleri arasında yer alan Karel ile ortaklık anlaşmasına varmış ve hisse devri için resmi işlemleri başlatmıştı.  Yasal süreci tamamlayan Doğan Holding, doğrudan bağlı ortaklığı Öncü Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı A.Ş. aracılığı ile toplam 842.715.846,24 Türk Lirası bedelle Karel Elektronik Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin 40 oranında hissesine sahip olarak, yatırımlarına bir yenisini daha ekledi.

 

Karel, 1986 yılında Tunaoğlu Ailesi tarafından Ankara’da kuruldu. Odağında teknoloji­ olan beş önemli faal­iyet alanında hizmet veren Karel; bulut tabanlı iletişim ve nesnelerin internetini kapsayan telekom çözümleri, savunma sanayi iletişim çözümleri, telekom altyapı projeleri, otomotiv elektroniği ve elektronik kart üretimiyle alanında lider olan bir teknoloji üreticisi firması. Yaklaşık 3 bin 500 çalışanıyla Ar-Ge’den tasarıma, üretimden satış sonrası hizmetlere kadar tüm süreçleri yürüten Karel, dünya standartlarında bir Ar-Ge ve üretim yeteneğine sahip. 

 

Çağlar Göğüş: “Endüstrinin ve iletişimin dijitalleşmesine büyük önem veriyoruz”

 

Doğan Holding CEO’su Çağlar Göğüş yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Teknoloji yatırımları Türkiye için çok önemli bir fırsat. Bu nedenle Türkiye’nin lider teknoloji üreticisi firmaları arasında yer alan, elektronik ve iletişim alanlarında uzman Karel ile ortaklığımızdan büyük heyecan duyuyoruz. Ülkemizde endüstrinin ve iletişimin dijitalleşmesine büyük önem veriyor ve bu konuda öncü konumda olmak istiyoruz. Özellikle yenilenebilir enerji, sanayi, teknoloji ve mobilite alanlarında büyümeyi hedefliyoruz. Geleceğin işlerine yatırım yapıyor, hızlı ve emin adımlarla büyüyoruz.”

 

Yaman Tunaoğlu: “Bu ortaklığın sağlayacağı dinamizm, hem Doğan Holding’e, hem Karel’e hem de ülkemize büyük katma değer yaratacak”

 

Karel Teknik Murahhas Üyesi Yaman Tunaoğlu ise bu ortaklığa ilişkin düşüncelerini şöyle dile getirdi: “Ülkeler değişen dünyada etkin rol almak için teknolojide söz sahibi olma yarışında. Biz ülkemizin bu konudaki potansiyeline hep inandık. Karel olarak kurulduğumuz günden beri, 36 yılda önemli başarılar elde ettik. Bu gurur hem Karel hem de ülkemizin. Bugün teknolojide iletişim, sayısal dönüşüm ve elektronik alanlarında çok önemli global fırsatlar bulunuyor. Doğan Holding ile yaptığımız güç birliği ile bundan sonra da büyümeye ve gelişmeye hızlanarak devam edeceğiz.

 

Önümüzde Karel’in küresel bir değer haline gelmesi ve sürdürülebilir büyüme hedefleri var. Bugün değerli bir müşteri portföyüne sahibiz. Alanımızda lider olmanın getirdiği tecrübe ve bilgi birikiminin yanı sıra, Türkiye’nin en önemli teknoloji Ar-Ge’si ve elektronik üretim tesislerinden birine sahibiz. Gelecek vizyonumuza paralel, bu alanlardaki yatırımlarımıza hızla devam edeceğiz. İletişim, savunma sanayi çözümleri, proje çözümleri ve otomotiv elektroniği alanlarındaki her faaliyet kolumuzu geliştirerek sürdüreceğiz. Bu ortaklığın sağlayacağı dinamizmin hem Doğan Holding’e hem Karel’ e hem de ülkemize büyük katma değer yaratacağını bilerek, gelecek için büyük heyecan duyuyoruz.”  

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Başarılı dijital dönüşümün yolu hızlı haberleşmeden geçiyor

Başarılı dijital dönüşümün yolu hızlı haberleşmeden geçiyor

Sanayi 4.0 ile fabrikaların değişen ve kişiselleşen iletişim ihtiyaçlarına hızlı şekilde cevap veren CLPA’dan başarılı dijital dönüşümün ipuçları

Bugünün fabrikalarındaki değer zincirinin birbiriyle gerçek zamanlı entegrasyonunun sağlanması, sürekli iletişim içinde olması ve akıllı özellikleriyle kendisini uyarlayan bir sistem döngüsü oluşturması kritik bir öneme sahip. Sanayi 4.0 perspektifinde ele alındığında bu döngüyü oluşturmanın temelinde; büyük veri analizi, akıllı sensör teknolojileri, dijital ikiz sistemleri ve robotik teknolojiler yatıyor. Sanayiden üretime kadar hayatın her katmanında karşımıza çıkan dijital dönüşümün sürdürülebilir bir başarıya dönüşmesi içinse üretimin yanı sıra iş yapma modellerinin ve insan kaynağının da bu dijital ekosisteme entegre edilmesi gerekiyor. Üretim ve hizmet sistemlerinde tüm elemanların birbirleriyle bilgi alışverişinde olduğu bir mekanizmanın başarılı bir dönüşüm olarak nitelendirilebileceğinin altını çizen CLPA Türkiye Müdürü Tolga Bizel, dijitalleşmenin yol haritasını anlattı.

 

Siber fiziksel sistemlere dayalı üretimi esas alan Sanayi 4.0, dijital dönüşümü zorunlu kılan bir ekosistem yaratıyor. Akıllı fabrikalar çağı olarak da nitelendirilen bu süreçte, bahsedilen ekosistemin tüm bileşenlerin sensörler aracılığıyla haberleşebilmesi ve kendi yetenekleri doğrultusunda çevreden aldığı bilgiye göre hareket edebilmesi hedefleniyor. Küresel standartlara uygun bir dijital dönüşümden bahsedebilmek içinse konvansiyonel değer zincirinin temelden değişmesi gerekiyor. Siber fiziksel sistemlerin başını çektiği dijital dönüşüm yolculuğunun verimliliğin çok ötesinde bir katma değer sağladığını vurgulayan CLPA (CC-Link Partner Association) Türkiye Müdürü Tolga Bizel, kendi ekonomisini ve etki alanını yaratan fabrikalar için ipuçlarını sıraladı.

 

İlk adım yol haritasının oluşturulması

Dijital dönüşümün ilk adımında kapsamlı bir dijital yol haritası çıkarılması gerektiğini söyleyen Tolga Bizel; “Bugün bir fabrika, dijital ekosisteme dahil olmak istiyorsa öncelikle nerede olduğunu ve nereye varmak istediğini belirlemeli. Bu noktada yapılması gereken; dijital yeteneklerin ortaya konulması, mevcut durumun analiz edilmesi, kilit teknolojilerin doğru belirlenmesi ve güçlü bir yetenek havuzunun oluşturulması. Ardından stratejik hamleler ortaya konularak yeni iş modelleri ve üretim metodolojileri geliştirilebilir. Dijital dönüşümün sürdürülebilir bir başarıya dönüşmesi için üretimin yanı sıra iş yapma modellerinin ve insan kaynağının da bu ekosisteme en doğru şekilde entegre edilmesi gerekiyor. Ayrıca dijital dönüşüme sadece bir bilgi teknolojileri departmanı işi olarak bakılmamalı; operatörden üreticiye, müdürlerden yöneticilere kadar tüm iş gücü bu katmanda kendine yer bulabilmeli” dedi.

 

Sensör yatırımı dijital dönüşümün kalbini oluşturuyor

Tüketici beklentilerini en iyi şekilde yönetebilmek için sensörlere büyük iş düştüğünü belirten Bizel; “Günümüzün akıllı sensörleri, çift yönlü haberleşme ara yüzlerine ve kullanıcı isteğine bağlı yazılım fonksiyonlarına sahip. Bu sayede üretim alanlarına ve makinelere hızlı adapte olabiliyor. Ayrıca otomatik izleme ve yapılandırma gibi özellikleriyle de dikkat çekiyor. Tak-çalıştır mantığıyla kolayca kurulabilen bu sistemler, anlık ve sürekli iletişim imkânı yaratıyor. Olası arızaların önceden tespitini kolaylaştıran ve müdahale etme şansı sunan sensörler, makine performansında da yüksek bir artış sağlıyor. Tüm bu bilgiler ışığında söyleyebiliriz ki firmalar, Sanayi 4.0 ile uyumlu bir dijital dönüşüm mekanizması yaratmak istiyorlarsa mutlaka sensör yatırımı yapmalılar” şeklinde konuştu.

 

Endüstriyel haberleşme protokolleri hayati rol üstleniyor

Akıllı sensörlerin elde ettiği veriyi en hızlı şekilde iletmek için bir endüstriyel haberleşme ağına ihtiyaç olduğunu söyleyen Tolga Bizel, sözlerine şöyle devam etti: “Cihazların kendi aralarında ya da bilgisayarlarla iletişim halinde olduğu Sanayi 4.0 evresinde haberleşme protokollerine büyük iş düşüyor. Çünkü fabrikaların kendi kendine organize olabilmesi ve proaktif bir yapı kazanması için bir aracı şart. Biz bunu CLPA ile en hızlı şekilde yapıyoruz. Endüstriyel düzenin yeni çerçevelerini destekleyen, son teknoloji ürünler ve uygulamaların potansiyelini açığa çıkaran kapsamlı bir protokol olan CC-Link IE TSN ise hızı, güvenliği, yüksek bant genişliği ile fark yaratıyor. İşletmelerin süreçlerinin optimize edilerek iyileştirilmesine ve rekabet gücünün artırılmasına katkıda bulunan bu protokol, 10 kat daha hızlı olmasıyla da uçtan uca dijital sinyal bütünlüğünü iyileştiriyor. Dünya standartlarında akıllı üretime adım atmayı hedefleyen şirketler için gerekli alt yapıyı sağlayan CC-Link IE TSN, Zaman Duyarlı Ağ (TSN-Time Sensitive Network) teknolojisinden yararlanan dünyanın ilk endüstriyel açık ağı olmasıyla da benzerlerinden ayrılıyor.” 

 

Dönüşüm için bulut teknolojileri devreye giriyor

Bilginin toplanması ve ilgili birimlere hızlı bir şekilde iletilmesi kadar bu bilgilerin depolanmasının da dijital dönüşümün bir parçası olduğunu vurgulayan Bizel; “Her şeyin kusursuz bir hızda ilerlediği günümüzde fiziksel erişim gerektiren harici veri depolama alanlarının zorluğu aşikâr. Yeni endüstri çağında ise fiziksel değil her yerden erişim sağlayan bulut sistemleri öne çıkıyor ve büyük miktarda veri saklama sürecini kolaylaştırıyor. Zamandan ve mekândan bağımsız erişilebilir olmasının yanı sıra kişiselleştirilebilir hizmet ve esnek üretim anlayışı için gerekli çıktıları sağlıyor. Tüketiciyi anlayan, onun duygularını ve ihtiyaçlarını en az onun kadar iyi bilen bir mekanizma ve dijital dönüşüm için bulut sistemlerine de yatırım yapılması gerekiyor” dedi. 

 

Veri analitiği ile işletmeler performanslarını optimize edebilir

Depolanan ve saklanan verilerin tek başına bir şey ifade etmediğini ve dijital dönüşüm ayağının en önemli adımını oluşturan veri analitiğinin çok kritik olduğunu ifade eden Tolga Bizel: “İşletmelerin performanslarını optimize edebilmesi ancak veri analitiği ile mümkün. Toplanan verilerin uygun alt yapılar ve teknolojiler ile analiz edilmesi ve anlamlı birer bilgiye dönüştürülmesi modern çağın en büyük gücüne dönüşüyor. Buradan elde edilecek bu değerli çıktılar ise iş modellerine uygulanarak hem esnek hem verimli hem de kişiselleştirilebilir üretim anlayışına hayat veriyor. Müşteri eğilimlerini anlamaktan kişinin hangi saatte ne yapmak istediğine kadar birçok konuda yüksek doğrulu bilgiler sunan veri analitiği, dijital dönüşümün en son ama en önemli adımı ve kesinlikle atlanmamalı” diyerek sözlerini tamamladı.

Haber Kaynağı ulusal24.com

Güçlü Parola Oluşturma – Online Güvenlik – Teknoloji

Güçlü Parola Oluşturma – Online Güvenlik – Teknoloji

İnterneti kullanırken gereken online güvenlik önlemlerini alıyor muyuz?

1. Dünya Genelinde Ülkelere Göre En Çok Kullanılan Parolalar

ExpressVPN’in araştırmasına göre, dünya genelinde ülkelere göre en çok kullanılan parolaları aşağıdaki infografikten inceleyebilirsiniz:

Dillere göre verilerin işlendiği araştırmada Türkçe konuşanlar arasında en çok kullanılan ilk 10 parola aşağıdadır:

Türkiye’de en çok kullanılan parolanın 123456 olması, güçlü parola kullanımının dünya genelinde uygulanmadığı gibi Türkiye’de de uygulanmadığını gösteriyor.

İngiliz rock grubu Anathema’nın ise yaygın bir şekilde parola olarak kullanılması çok şaşırtıcı.

2. Güçlü Parola Oluşturma
Siber güvenlik uzmanları her zaman güçlü ve eşsiz parola kullanılması gerektiğini vurgular. Eğer zayıf parola kullanıyorsanız, siber saldırganlar online hesaplarınızın ismini ve parolalarınızı internete sızdırmış bile olabilir.

Bir önceki bölümdeki infografikteki bilgiler aslında Ata Hakçıl’ın internete sızdırılan parolalar ve ilgili web sitelere dayanmaktadır. 123456 veya welcome gibi parolalar kullanıyorsanız, acilen değiştirmenizi öneririz.

Siber saldırganlar bir hesabın parolasını tahmin edemediğinde brute-force adı verilen bir saldırı yöntemine başvururlar. Bu saldırıda bir program aracılığıyla parolanızı tahmin etmeye çalışırlar. Program, parolanızın olası bütün kombinasyonlarını doğru parolayı bulana dek dener. Bir insanın aksine böyle bir program saniyede milyonlarca olası kombinasyonu dener! 123456 veya welcome gibi parolaların kırılması maalesef saniyeler bile sürmez.

Güçlü ve eşsiz bir parola nasıl oluşturabilirsiniz? Güçlü parola nasıl olmalıdır?:

Güçlü bir parola sözlükte bulunabilecek herhangi bir kelimeyi içermez.
Güçlü parolalar karmaşıktır ve anlam ifade etmez.
Güçlü parolalar, ardışık rakam veya harf içermez.
Güçlü parolalar büyük/küçük harf ve semboller içerir.
Güçlü parolalar uzundur. Güçlü bir parola ideal olarak en az 12 karakter olmalıdır.

Güçlü Parola Örnekleri
Türkçe konuşanlar arasında ve dünya genelinde en çok kullanılan parolaların hepsi zayıf parolaya örnektir. Güçlü bir parola nasıldır? İşte 17 karaktere sahip ve kırılması binlerce yıl sürebilecek 10 güçlü parola örneği:

M90jID/eeh+q!bZ[y
yc|{mX41rd?G#XP|}
pd*DV_bV5R!xz$&{W
4>[email protected]:l$m/
|ZP&=NPQ?wwTu9riX
4:RgICp[ai_x*fV,1
/by:ah_/goK-5)XOb
W6#sW58,veTKu&m7z
XI:#mZ(c63}pdH,[email protected]~f92:yqsV|6

3. Online Güvenlik İçin 2FA ve Parola Yöneticisi Kullanımı

Güçlü bir parola sizi brute-force (kaba kuvvet) saldırılarından korur fakat parolanızı bir şekilde ele geçiren bir kişiyi durdurmak için daha fazla önlem almalısınız. Öncelikle güçlü parola oluşturmak için rastgele bir parola oluşturucudan yararlanabilirsiniz.

Güçlü parolaları hatırlamak kolay değildir. Zayıf parolaların yaygın bir şekilde kullanılmasının sebebi hatırlaması kolay olmasıdır. Parolalarınızı kaydetmek için bir parola yöneticisi kullanabilirsiniz. iOS veya Android kullanıyorsanız, bir parola yöneticisine sahipsinizdir fakat üçüncü parti bir uygulama da kullanabilirsiniz.

Güçlü parola oluşturmanın ve parola yöneticisi kullanmanın yanında, parolanızı bir şekilde ele geçiren kişiyi durdurmak için online hesaplarınızda 2 Adımlı Kimlik Doğrulama (2FA) yöntemini kullanmalısınız.

2FA ile online hesabınıza girmeniz için parolanız haricinde başka bir koda ihtiyaç duyulur. Bu kodu SMS, arama veya doğrulama uygulamaları üzerinden alabilirsiniz. Bu kodu seçtiğiniz yöntem ile alabilirsiniz fakat günümüzde en güvenli yollardan biri doğrulama uygulamaları üzerinden bu kodu almaktır. Google veya Microsoft doğrulama uygulamalarını kullanabilirsiniz.
 

Haber Kaynağı ulusal24.com

Teknopark İstanbul’dan yeşil dönüşüm odaklı fikirlere 450.000 TL’ye kadar hibe desteği

Teknopark İstanbul’dan yeşil dönüşüm odaklı fikirlere 450.000 TL’ye kadar hibe desteği

Teknopark İstanbul kuluçka merkezi Cube Incubation, TÜBİTAK 1512 Girişimcilik Destek Programı’nın uygulayıcı kuruluşu olarak yürüttüğü BİGG Cube Incubation Programı kapsamında yeşil dönüşüm fikri olan girişimci adaylarına başvuru çağrısı yaptı. 450 bin TL hibe desteği sağlanacak projeler için ön başvurular 29 Temmuz 2022 Cuma gününe kadar alınacak.

 

Teknopark İstanbul kuluçka merkezi Cube Incubation; yeşil büyüme ve yeşil dönüşüm odaklı yenilikçi iş fikirlerini hayata geçirmek isteyen girişimci adayları TÜBİTAK’ın verdiği 450 bin TL’lik hibe desteğinden yararlanmaya davet etti. TÜBİTAK 1512 Girişimcilik Destek Programı’nın uygulayıcı kuruluşu olan Cube Incubation’un BİGG Cube Incubation Programı’ndan tüm üniversitelerin ön lisans, lisans, yüksek lisans veya doktora programlarına kayıtlı öğrencileri ya da mezunları programa başvuru yapabilirler.

 

Teknopark İstanbul sanayinin yeşil dönüşümüne katkı sağlayanları destekliyor

Cube Incubation’un faaliyete geçtiği günden bu yana girişimcilik ekosisteminin ihtiyaçlarına yönelik çözümler üretiğini belirten Teknopark İstanbul Genel Müdürü Bilal Topçu, “Girişimcilere sağladığı altyapı ve sunduğu destekler kapsamında Türkiye’nin en nitelikli kuluçka merkezlerinden biri olan Cube Incubation; BİGG Yeşil Büyüme programı ile Türkiye ekonomisi ve sanayisinin yeşil dönüşümüne katkı sağlayacak iş fikirlerini bekliyor. BİGG Yeşil Büyüme programı kapsamında girişimciler; açık ve kapalı ofisler ve toplantı alanları, seminer ve etkinlik alanları, kütüphane, ıslak/kuru laboratuvarlar, temiz odalar, montaj atölyesi ve sunucu odasından yararlanabilecekleri gibi Teknopark İstanbul Teknoloji Transfer Ofisi (connectto) aracılığıyla da patent desteği alabilecekler” dedi.

 

Projesi olanlar iş birliği ağlarından faydalanabilecek, mentorluk desteği alacak

Teknopark İstanbul, İstanbul Ticaret Üniversitesi ve Yeditepe Üniversitesi iş birliğinde yürütülecek olan proje ile yeşil ekonomiye dönüşüm dahilinde iş fikri olan girişimcilere; mentorluk, iş birliği ağlarından faydalandırma, iş planı hazırlama gibi destekler verilmesi hedefleniyor. Yenilik odaklı, ticari değeri doğrulanmış ürün ve hizmetlere dönüştürülebilecek iş fikirleri; İklim Değişikliği, Çevre ve Biyoçeşitlilik, Temiz ve Döngüsel Ekonomi, Temiz, Erişilebilir ve Güvenli Enerji Arzı, Yeşil ve Sürdürülebilir Tarım ile Sürdürülebilir Akıllı Ulaşım konularını içeriyor. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

iPhone kullanıcıları dikkat: Bu modeller iOS 16 güncellemesi almayacak! – Teknoloji

iPhone kullanıcıları dikkat: Bu modeller iOS 16 güncellemesi almayacak! – Teknoloji

Apple, yeni işletim sistemi güncellemelerine devam ediyor. Şirket, Haziran ayındaki Worldwide Developers Conference 2022’de (WWDC) ios 16’yı tanıtacak. Ancak ortaya çıkan yeni sızıntılara göre ios 16 alamayacak üç büyük iphone modeli belli oldu.

Sızıntılara göre iPhone 6s, iPhone 6s Plus ve iPhone SE (1. nesil) güncellemeden yararlanamayacak.

ShiftDelete’in aktardığı habere göre; Apple, iPhone 6s ve iPhone 6s Plus modellerini 25 Eylül 2015 tarihinde piyasaya sürdü. 21 Mart 2016’da ise şirket, görünümünü iPhone 5s’ten, donanımını ise iPhone 6s’ten alan iPhone SE 1’i duyurdu. 

Günümüzde neredeyse 7 yaşında olan bu telefonlar, artık nispeten eski modeller olarak değerlendiriliyor.

Elbette şu an için bu telefonların iOS 16 alamayacağı şimdilik yalnızca bir iddiadan ibaret. Apple henüz konuya ilişkin resmi bir açıklama yapmadı. Ancak gerçekten de söylendiği gibi bu cihazların güncellemeye hak kazanamaması, yaşları ve donanımları itibariyle gayet olası görünüyor.

iPhone 6s6s PlusSE 1. NesilIPHONE 6S, 6S PLUS VE SE 1. NESİL NEDEN GÜNCELLEME ALMAYACAK?
Apple’ın eski kabul edilebilecek iPhone 6s, 6s Plus ve SE (1. nesil) modellerine güncelleme şansı sunmamasının ana sebebi, cihazların dahili bileşenlerinin artık iOS’u etkin bir şekilde çalıştıramamasıdır. Apple dilerse bu cihazlara güncelleme hakkı verebilir. Ancak bu, kullanıcı deneyimini ciddi bir şekilde etkiler.

Telefonda bariz bir yavaşlama görülür, uygulamalarda çökmeler meydana gelir. Dolayısıyla şirket böyle bir şeyi tercih etmeyeceği için kullanıcılarına son güncellemeyi vermeyebilir.

Haber Kaynağı ulusal24.com

NVIDIA Studio Driver, Blender 3.2, BorisFX Sapphire ve Topaz Denoise AI’da Yaratıcı İş Akışlarını Hızlandırıyor

NVIDIA Studio Driver, Blender 3.2, BorisFX Sapphire ve Topaz Denoise AI’da Yaratıcı İş Akışlarını Hızlandırıyor

3D sanatçısı Daniel Barnes, NVIDIA Studio’ya konuk olduğu başyapıtı “Yolculuk” ile büyülüyor.

 

Tüm kullanıcılarının güven duyduğu kararlılık ve güvenilirlikle, en son çıkan yaratıcı uygulama güncellemelerini optimize eden Haziran NVIDIA Studio Driver yüklenmeye hazır.

 

NVIDIA RTX GPU’lara sahip tasarımcılar, Blender sürüm 3.2, BorisFX Sapphire sürüm 2022.5 ve Topaz Denoise AI 3.7.0 içindeki daha hızlı performans ve yeni özelliklerden yararlanabilecekler.

 

Bu hafta NVIDIA Kıdemli Tasarımcısı Daniel Barnes, NVIDIA Studio’da ilham verici sanat eserlerini sergiliyor. Görsel tasarım ve 3D içerik konusunda uzmanlaşan Barnes, yaratıcı iş akışını 3D galaksi sahnesi, “Yolculuk” tasarımında ele alıyor.

 

Haziran Studio Driver sürümü; Blender, Sapphire ve Denoise AI güncellemelerini destekliyor

 

Haziran Studio Driver, NVIDIA Omniverse’de OpenVDB platform özelliklerini etkinleştiren son Blender 3.2 sürümü için destek sağlıyor. OpenVDB, neredeyse sonsuz bir 3D dizin alanı sunarak, devasa Universal Scene Description (USD) dosyalarının, bu hacimleri olduğu gibi tutarken Omniverse’e girip çıkmasına izin veriyor. 3D tasarımcıları, dosyaları ve boyutları küçültmeye veya dönüştürmeye gerek kalmadan yaratıcı iş akışlarını hızlandırarak daha büyük dosyalarla güncelleyebilirler.

 

Blender 3.2’ye ayrıca yeni bir Light Group özelliği eklendi, bu da sanatçıların yeniden render almadan dizgicideki ışık kaynaklarının rengini ve yoğunluğunu değiştirmesine olanak tanıyor. Yeni Shadow Caustics, daha fazla gerçekçilik için değişik ışık seviyelerine maruz kalan nesnelerin gölgelerindeki kostiklerin seçilerek render edilmesini destekliyor.

 

Blender 3.2 güncellemesine ilişkin daha fazla bilgiye bu linkten erişilebilir.

 

BorisFX Sapphire 2022.5 artık GPU gücünü 6 kata kadar daha hızlı işleme hızlarıyla ölçeklendirerek Blackmagic’in DaVinci Resolve’sinde GPU hızlandırmalı görsel efekt eklentileri uygulayan çoklu GPU sistemlerini destekliyor.

 

Topaz Denoise AI 3.7.0, NVIDIA TensorRT çerçevesi için destek sağlıyor, bu da RTX GPU sahiplerinin önemli ölçüde daha yüksek sonuçlandırma hızlarından yararlanacağı anlamına geliyor. RAW model problemlerini giderme özelliklerini kullanırken, sonuçlandırma 6 kata kadar daha hızlı tamamlanıyor.

 

Yolculuk Ödülü

 

NVIDIA Studio bu hafta 3D bilim kurgu sahnesi “Yolculuk” eserinin tasarımcısı, Daniel Barnes’ın yaratıcı sürecine odaklanıyor. Barnes’ın yapıtları, genellikle görsel esin kaynaklarının bir kombinasyonu olan çeşitli filmlerden ve animelerden ilham alıyor. 

 

Yolculuk Barnes’ın, kahramanın farklı bir gerçeklikte uyandığı, bu bilinmezlikte gezinmek zorunda olduğu “isekai” türü olan anime takıntısının bir uzantısı oluyor.

 

Barnes, “Bu reenkarnasyon anlatısı oldukça canlandırıcı olabilir, çünkü neredeyse her zaman yaşamla ve ilklere sahip olmakla bağlantı kurabileceğiniz ya da 20/20 görüş avantajıyla belirli bir anı farklı bir şekilde yeniden yapabilme fırsatı tanır” diyor.

 

Barnes, ilham geldiğinde, genellikle vakit geçirmekten hoşlandığı kafeye giderek Adobe Photoshop’u kullanarak “Yolculuğa” başladığı yeri çiziyor.

 

Barnes, GeForce RTX 3060 destekli dizüstü bilgisayarıyla, hızlı bir şekilde yakınlaştırıp ince ayrıntıları ayarlamak için Scrubby Zoom ve hareket halindeyken yaratma özgürlüğüyle tuvalde daha hızlı hareket etmek için Flick Panning gibi GPU ile hızlandırılan özelliklerden yararlanıyor.

 

Dikkatini Autodesk Maya’ya çeviren Barnes, mevcut bir sahneden yeniden kullanabileceği öğelerle başlayarak Yolculuk sahnesi için temel geometrik şekiller oluşturuyor ve sıralıyor. Barnes, “Mümkün olan her alanda akıllıca çalışmakta kesinlikle yanlış bir şey yok,” diyor. GPU hızlandırmalı görüntü alanı, yapı taşlarını hızla oluşturabilen Barnes için hızlı ve etkileşimli 3D modellemenin anahtarı oluyor. 

 

Barnes, özel fırçalarla şekillendirerek ZBrush’ta bazı 3D modelleri daha da detaylandırıyor. Ardından, mevcut birkaç nesneyi birleştirerek ve yeni bir model oluşturarak ZBrush Remesh özelliğini çalıştırıyor. Bu uygulama dokuları basitleştiriyor ve “Yolculuk” eserini sonuçlandırmayı çok daha kolay hale getiriyor.

 

Barnes daha sonra fiziksel olarak doğru, fotogerçekçi 3D sahnesini bir araya getirmek için Omniverse Create uygulamasını kullanıyor. 

 

Barnes, dokuları keşfetmek, oluşturmak ve iyileştirmek için kullanışlı Adobe Substance 3D Painter Connector ile Omniverse NVIDIA vMaterials kütüphanesinde dolaşarak, benzersiz renk şeması stilini Create’de uyguluyor. 

 

Tasarım iyi durumdayken Barnes, alan derinliği, ekstra ışık patlaması ve sis etkinleştirilmiş çeşitli versiyonları ekleyerek kompozisyon için plan yapıyor.

 

Şimdi, Yolculuk adlı eseri tamamlamak için ihtiyacı olan tek şey parlak bir gökyüzü oluyor. 

Barnes, RTX GPU sahipleri için ücretsiz olan NVIDIA Canvas uygulamasıyla yapay zekanın gücünden yararlanarak basit fırça darbelerini gerçekçi, çarpıcı bir görünüme dönüştürüyor.

 

Barnes, birkaç dakika içinde dış alanı oluşturarak daha fazla konsept keşfine olanak sağlıyor ve arka plan aramak veya sıfırdan bir tane oluşturmak için gereken zamandan tasarruf ediyor.

 

Sanatçı daha sonra renk taşması ve şık ayrıntılar eklemek, Canvas arka planını oturtmak ve son renderi almak için Adobe Photoshop’a geri dönüyor.

 

Daha fazla tasarım ilhamı için Barnes’ın Instagram’ına göz atılabilir.

 

Omniverse YouTube kanalında, ipuçları ve püf noktaları da dahil olmak üzere NVIDIA Omniverse hakkında daha fazla bilgi edinilebilir. Destek için Omniverse forumları keşfedilebilir veya toplulukla sohbet etmek için Discord sunucusuna katılım sağlanabilir. Güncel bilgiler için Omniverse Twitter, Instagram ve Medium sayfalarına göz atılabilir.

 

NVIDIA Studio Facebook, Twitter ve Instagram’dan takip edilebilir. Studio YouTube kanalındaki eğitimlere erişilebilir ve NVIDIA Studio bültenine abone olunarak güncellemelerden haberdar olunabilir.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Tarih belli oldu: WhatsApp bu telefonlarda çalışmayacak – Teknoloji

Tarih belli oldu: WhatsApp bu telefonlarda çalışmayacak – Teknoloji

Türkiye’de 40 milyondan fazla kişi tarafından kullanılan WhatsApp, yeni özelliklerin eklenmesiyle birlikte bazı cihazlardan desteğini kesiyor.

Eski işletim sistemleri için whatsapp uygulamasının desteğini kesen WhatsApp, yakın zamanda bu listeye iki işletim sistemi daha ekledi. Yıllardır iPhone’ların eski sürümüne destek veren şirket, artık iOS 10 ve iOS 11 sistemini kullanan cihazlar için WhatsApp’ın fişini çekecek.

2 iPHONE MODELLERİ İÇİN YOLUN SONU
24 Ekim 2022’den itibaren iOS10 ve iOS11 sistemini çalıştıran cihazlar, artık belirlenen sürenin sonunda uygulamayı çalıştıramayacak. Bu, önümüzdeki aylarda; iPhone5 ve iPhone 5C için desteğin kesileceği anlamına geliyor.

Ancak her iki telefona sahip kişiler için hâlâ bir şans var. Eğer iPhone 5C ve iPhone 5S kullanıyorsanız, en geç 24 Ekim’e kadar telefonlarınızı iOS12 sistemine güncelleyebilirsiniz. Bu sayede WhatsApp’ı en az bir sene daha kullanma şansınız olacaktır. Ancak telefonlarınızın güncellemesini yapmayıp, bunun yerine iOS 10 ve iOS11’i kullanmaya devam ederseniz, ne yazık ki 24 Ekim itibariyle WhatsApp’ı cihazlarınızda çalıştıramayacaksınız.

WHATSAPP NEDEN ESKİ CİHAZLARA DESTEĞİNİ KESİYOR
Bilindiği üzere WhatsApp, birkaç yıl destek verdikten sonra eski işletim sistemleri için uygulamanın kullanımını durduruyor. Bunun iki nedeni var. Birincisi sürekli güncelenen WhatsApp’ın yeni özellikleres kavuşması; ikinci ise güvenlik önlemleri. Her iki durum göz önüne alındığında WhatsApp’ın desteği sona erdirmesine normal karşılanabilir.

Haber Kaynağı ulusal24.com

Tüketiciye Video Marketing ile Ulaşan E-Ticaret Şirketleri Ciro, Müşteri Sayısı ve Bilinirliğini Katlıyor

Tüketiciye Video Marketing ile Ulaşan E-Ticaret Şirketleri Ciro, Müşteri Sayısı ve Bilinirliğini Katlıyor

Her geçen gün rekabetin daha fazla arttığı e-ticaret pazarında markalar, tüketiciye ulaşmak için video ınfluencer arketing’e ağırlık veriyor. Bu çalışma için altın kuralları veren Digital Exchange’in ekibi alt yazıdan hastag’e, sessiz video izleme özelliklerinden Influencer kullanımına kadar birçok konuda markaları uyardı. Digital Exchange’in CEO’su Emrah Pamuk ise videoların tüketim alışkanlıklarını yüzde 26 oranında etkilendiğinin altını çizerek, her türlü içeriği profesyonel video marketing ürününe dönüştüren Rawy ile markaların başarıya ulaştığını kaydetti.

 

E-ticarette şirket sayısı, pazar yeri ve işlem hacmi her geçen gün yükselişini sürdürüyor. 2020 yılındaki küresel salgın öncesi Türkiye’de 50 bin e-ticaret sitesi bulunurken, rakam evde kal döneminde 360 bine, bugün yeni normal günlerindeyse 480 bine ulaştı. 2021’de bir önceki yıla oranla yüzde 46 artışla 381 milyar TL ile rekor kıran e-ticaret şirketlerin cirosunun ise 2022 yılında 400 milyar bandını aşması bekleniyor.  Yaşanan bu gelişmelere paralel Eylül 2021’den beri uygulanan ihracat odaklı düşük TL kuru ve lojistikten, ilan giderlerine kadar devletin bir dizi teşvikiyle beraber e-ticaret şirketleri yeniden bir ivme yakaladı. Bugün hem iç pazar hem de ihracatta yeni noktalar için e-ticaret markaları arasında kıyasıya bir rekabet söz konusu. Yarışta öne geçmek isteyen e-ticaret şirketleri dijital pazarlamanın tüm imkânlarını kullanmaya çalışıyor. Bu noktada yapılan araştırmalar, tüketicilerin en az yarısının ürün ve hizmeti satın alırken video izlemek istediğini ve konuya dair en az 2 video görmeyi talep ettiğini ortaya koyuyor. Markalar da video Influencer marketing yöntemiyle ticari başarılarını artırmak için çalışıyor. 

 

Açıklama, Altyazı ve Hastag Çalışması Yapılmalı

Bu alanda 125 ülkede faaliyet gösteren Digital Exchange’in uzman marketing ekibi, e-ticaret markalarına video pazarlama alanında bir dizi öneride bulundu. YouTube, Facebook, Instagram, TikTok, Snapchat ve Twitter’de gerçekleşecek video Influencer kampanyalarının her birinin ayrı bir bakış açısıyla ele alınması gerektiğini dile getiren Digital Exchange’in video marketing ekibi, şu bilgileri verdi:

 

“Tüketiciler, alacakları ürünü günümüzün pazarlama imkanları dahilinde tıpkı fiziki mağazada inceliyormuş gibi değerlendirmeyi arzu ediyor. Bunu sağlayabilecek en etkili marketing çalışmalarının başında da video pazarlaması geliyor. Bir video pazarlaması yaparken,

 

-izleyicilerin yüzde 40’nın videoların açıklama kısmını okuyarak videoyu izlemeye karar verdiği

-tüketicilerin yüzde 25 ile yüzde 50 arasında videoların sesini açmadan izlediği ve alt yazıları okuyarak takip etme alışkanlığı olduğu

-hastag araması yaparak video araması gerçekleştirenlerin videodaki ürünün ismini yazarak arayanlar kadar yüksek olduğu unutulmamalı.  Ancak bu çalışmalar yapıldığında yani video içerikleri profesyonel şekilde hazırlandığında video marketing ile ciro ve müşteri artışı ile bilinirliğin yükselişi elde edilebiliyor.”

 

Akıldaki Tüm Sorulara Yanıt Verilmeli

Her sosyal medya kuruluşunda video izleme oranlarının birbirinden farklı olduğunu dile getiren Digital Exchange ekibi, “YouTube tamamen bir video içeriği alını fakat bu mecrada videoların izlenme ortalaması 10 saniye. Bu nedenle de YouTube için bir video Influencer içerik üretilmesi isteniyorsa daha ilk saniyeden itibaren, hedef kitleyi tespit etme, doğru ürünü konumlandırma ve markaya kazanç sağlayacak Influencer’ı bulma konuları üzerine eğilmek gerekiyor. Öte yandan Twitter’deki videoların izlenme oranı ise yüzde 82 gibi izlenme oranına sahip. O nedenle önce hangi sosyal medya alanında çalışma yapılacağı ve hangi Influencer ile iş birliğine gidileceği tespit edilmeli. Ardından da ürüne ilişkin tüm özelliklerini ortaya koyan, tüketicinin aklındaki soruları yanıtlayan bir video çekilmeli. Ayrıntılı hastag kullanımının yanı sıra ürün açıklaması ve video için alt yazı yabancı dil çevirisi gibi özellikler de ihmal edilmemeli” denildi. 

 

Erkekler Facebook, Kadınlar Snapchat’te Önde

Türkiye’deki sosyal medya mecralarının kullanımına ilişkin de bilgi veren Digital Exchange ekibi, “Ülkemizde şu anda sırasıyla Instagram, Facebook, Twitter, Facebook Massenger, Telegram, TikTok, Pinterest, Snapchat gibi mecralar kullanılıyor. Video marketing konusunda Facebook hala en önde bulunan sosyal medya alanı. Burada erkeklerin yüzde 65’lik bir kullanım üstünlüğü bulunuyor. Yani erkeklere ilişkin bir çalışma yapılırken Facebook tercih edilebilir. Öte yandan YouTube’da kadınlar yüzde 49, erkekler yüzde 51 oranı ile dengeli bir seyir izlerken, Snapchat’te ise kullanıcı kitlesinin yüzde 65’inin kadın olması nedeniyle kadınlara yönelik ürünler burada ön plana çıkarılabilir” bilgisini paylaştı. 

 

Ölçüm Yapmak Başarıya Götürür

Digital Exchange’in CEO’su Emrah Pamuk, video marketing konusunda şirketlerin hayli istekli olduğunu konuya ilişkin Influencer iş birliğine ilişkin de önemli bütçeler ayrıldığını söyledi. Markaların hedefledikleri ciroya ulaşmak için video marketingin en önemli yöntemlerin başında geldiğini sıralayan Pamuk, “Dijital pazarlamada video yöntemini kullanmak, yüzde 26 oranında başarıyı artıran bir unsur olarak karşımıza çıkıyor.  Birçok video reklam kampanyası, izlenme sayısı, başlatma, izlenme uzunluğu ve daha fazlasıyla değerlendirilebilir. Ancak, hepsi belirli eylemlerde bulunmak için tasarlanmamıştır. Bu durumda, reklam video izlenilebilirliğin ölçmek son derece önemlidir. Video ne kadar izlendi den çok videonun hangi saniyesinde tüketiciye gerçek bir bilgi verildiği ve tüketicinin ilgisini çektiğini de analiz etmek gerekiyor” bilgisini verdi. 

 

Rawy ile Profesyonel İçerikler Üretilebiliyor

E-ticaret şirketlerinin ürünün deneyimlenmesi noktasında video marketing ile tüketiciye daha kolay ulaşabildiğini belirten Pamuk, “Digital Exchange’in çatısı altında bulunan ve tüm içerikleri profesyonel bir video marketing aracına dönüştürebilen RAWY sayesinde tüm bu anlatılan stratejileri tek bir çatı altında toplayarak doğru hizmetin alınmasını sağlıyor. İster video ister fotoğraf tüm içeriklerden dinamik görseller ve videolar oluşturarak markaların tüketiciye en mükemmel şekilde hitap etmesini sağlıyor. Önceden hazırlanmış hazır şablonlar ya da marka için özel olarak hazırlanabilecek şablonlar ile ürün ya da kategori sayfalarının linklerini birleştirerek oluşturulan kreatif videolar ile reklamlarına güç katıyor” ifadelerini kullandı. 

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Instagram’ın popüler özelliği Twitter’a da geldi! – Teknoloji

Instagram’ın popüler özelliği Twitter’a da geldi! – Teknoloji

Milyonlarca kullanıcısı bulunan Twitter, Instagram’da sıkça kullanılan bir özelliği platforma getirdi. Şirketin resmen duyurduğu ‘Twitter Circle’ isimli özellik sayesinde tweet’lerinizi görecek kullanıcıları seçmek mümkün.

ShiftDelete’in haberine göre; ilk olarak Mayıs ayının başında ortaya çıkan twitter Circle, herkesin görmesini istemediğiniz (veya sadece belirli kullanıcıların görmesini istediğiniz) tweetler paylaşmanızı mümkün kılıyor. Instagram’ın Yakın Arkadaşlar özelliğine benzeyen bu yenilik, şirket tarafından resmen duyuruldu.

NASIL KULLANILIR?
Özelliği kullanıp kullanamayacağınızı kontrol etmek için Twitter uygulamanızı güncellemelisiniz. Twitter uygulamanızı güncelledikten sonra tweet paylaşma kısmına gelin.

Tweet yazma kısmının üst bölümünde “Herkese açık” olarak seçilen bir açılır menü göreceksiniz. Bu menüye tıkladıktan sonra -eğer özellik size sunulmuşsa- Circle’ı seçebilir ve ardından tweet’i görecek kullanıcıları belirleyebilirsiniz.

150 KİŞİ EKLENEBİLİYOR
Twitter Circle henüz küresel olarak kullanıma açılmadığı için yetenekleri de tam olarak bilinmiyor. Ancak bugüne kadar gelen bilgilere göre, sizi takip edip etmemesi fark etmeksizin Circle’a 150 kullanıcıya kadar ekleme yapabilirsiniz. Ayrıca her tweet için ayrı olarak kullanıcı ekleyip çıkartabilirsiniz.

Some Tweets are for everyone & others are just for people you’ve picked.

We’re now testing Twitter Circle, which lets you add up to 150 people who can see your Tweets when you want to share with a smaller crowd.

Some of you can create your own Twitter Circle beginning today! pic.twitter.com/nLaTG8qctp

— Twitter Safety (@TwitterSafety) May 3, 2022Ek olarak Twitter Circle’a eklediğiniz kullanıcıların bunu bileceğini de belirtelim. Twitter, paylaştığınız tweet’in hemen altında “Yalnızca Twitter Circle’daki kullanıcılar bu tweet’i görebilir” bilgilendirmesinde bulunacak.

Circle ile paylaşılan tweet’ler, beğeni ve yoruma açık olsa da retweet edilemiyor. Fakat kullanıcıların ekran görüntüsünü alabileceğini veya tweet’leri indirebileceğini unutmamak lazım. Ayrıca Twitter topluluk yönergelerine uyulması gerek.
 

Haber Kaynağı ulusal24.com

OPPO, Cloud Native Computing Foundation’a Altın Üye Olarak Katıldı

OPPO, Cloud Native Computing Foundation’a Altın Üye Olarak Katıldı

Cloud Native Computing Foundation topluluğuna katılan OPPO, bulutta yerel depolama projesi CubeFS’in de bu topluluğun kuluçka merkezine dahil edildiğini duyurdu.

 

Dünyanın önde gelen lider akıllı ürün markası OPPO bugün, bulut tabanlı yazılımların sürdürülebilir ekosistemlerini oluşturan The Cloud Native Computing Foundation’a (CNCF) Altın Üye olarak katıldığını duyurdu. Bu adımla OPPO’nun CubeFS projesi, CNCF kuluçka merkezine koordineli olarak dahil edilecek. CubeFS, POSIX ve S3 ile uyumlu arabirimler sağlayan, bulutta yerel depolama sunan bir platform olarak öne çıkıyor; depolama ile bilgi işlemi birbirinden ayırmaya yardımcı oluyor. Herhangi bir zamanda, istenen kaynakları mevcut depolamayla veya işlem kapasitesiyle eşleştirme konusunda tam esneklik sağlıyor.

 

OPPO Yapay Zeka ve Veri Mühendisliği Sistemlerinden Sorumlu Başkan Yardımcısı Haifeng Liu, konuyla ilgili şu açıklamalarda bulundu: “2020 yılının Ekim ayından itibaren OPPO, CubeFS’in ana destekçisi ve hizmet sağlayıcısı oldu. Bunun bir sonucu olarak, bulutta yerel bilgi işlem ekosisteminin geliştirilmesinde giderek daha fazla rol aldı. Şimdi ise CNCF’nin altın üyesi olarak, bulutta yerel bilgi işlem topluluğuna inovasyonları devam ettirecek kaynaklar ve destekler sunmaya devam edecek. Dünya çapında, farklı alanlarda uzmanlaşmış yetenekli geliştiricilerle çalışmayı heyecanla bekliyoruz.”

 

Cloud Native Computing Foundation CTO’su Chris Aniszczyk ise konuyla ilgili şunları belirtti: “OPPO, CubeFS’i uygulanabilir olgunlukta bir CNCF kuluçka projesi haline getirmeyi başardı. Bu adımla, online uygulamalar, veri tabanıyla ilgili hizmetler ve Kubernetes’in yönettiği makine öğrenimi işlemlerinde kullanılacak temel depolama altyapısı etkinleştirilecek. OPPO’nun bulutta yerel bilgi işlem ekosistemine daha fazla katkıda bulunmaya gösterdiği ilgiden mutluluk duyuyoruz ve birlikte çalışmayı heyecanla bekliyoruz.”

 

Sağlıklı ve sürdürülebilir bir teknoloji ekosistemi oluşturmayı amaçlayan OPPO, CubeFS projesinin kuluçka merkezine dahil edilmesiyle hem bu projedeki çalışmalarını sürdürecek hem de CubeFS’in tamamlanması için topluluk üyeleriyle iş birliği yapacak. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com